Otomobil Endüstrisinin Elektrikli Araç Mücadelesi
Otomobil endüstrisi, daha uygun fiyatlı elektrikli otomobiller üretme çabasıyla karşı karşıya. Ancak bu çabalar, ne yazık ki kısa vadede bu araçların fiyatlarını artırmış durumda. Başka bir deyişle, üreticiler, hedefledikleri fiyat seviyesine ulaşmakta zorluk çekiyorlar.
Elektrikli araçların (EV) benimsenmesi önündeki en büyük engellerden biri, menzil ve şarj edilebilirlik konusundaki endişelerin yanı sıra yüksek fiyatlar. Kelley Blue Book’un verilerine göre, yeni elektrikli araçlar Kasım ayında ortalama 65.041 dolara mal olurken, benzinli araçların ortalama fiyatı 48.681 dolar olarak belirlendi.
Otomobil üreticileri, daha uygun fiyatlı EV’ler geliştirmek için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtiyorlar. Örneğin, 2023’te piyasaya sürülecek Chevrolet Equinox SUV EV’nin başlangıç fiyatının yaklaşık 30.000 dolar olması hedefleniyor. Ancak birçok üretici bu fiyat seviyesine ulaşmayı uzun zamandır planlıyor. Tesla’nın bu yıl bu yarıştan çekilmesi, durumu daha da karmaşık hale getirdi. Elon Musk, yılın başlarında, şirketinin artık 25.000 dolarlık elektrikli araç planına öncelik vermediğini açıkladı.
Yüksek elektrikli araç fiyatlarının bir nedeni de pazardaki lüks araçların hakimiyetidir. Örneğin, Ford’un F-150 Lightning elektrikli pikapı yaklaşık 56.000 dolardan başlarken, GMC Hummer EV 100.000 doları aşan bir fiyata sahip. Startup Rivian, R1T aracına 73.000 dolarlık bir fiyat etiketi koyarken, Lucid Air sedanının en ucuz varyantı 87.400 dolara satılmakta.
Asıl problem, pil endüstrisinden kaynaklanan zorluklar ve basit arz-talep yasasıyla ilgilidir.
Pillerin Dünyası ve Elektrikli Araç Fiyatları
Otomobil üreticileri, önümüzdeki birkaç yıl içinde tamamen elektrikli ürün serilerine 515 milyar dolardan fazla yatırım yapmayı planlıyor. GM ve BMW, 2030 yılına kadar yeni araç satışlarının en az %50’sinin elektrikli olmasını hedefliyor. GM, 2035 yılına kadar tüm emisyon üreten araçları ortadan kaldırmayı planlıyor. Ford ise 2030 yılına kadar küresel olarak satılan elektrikli araçlarının %40’ını elinde tutmayı hedefliyor.
Ölçek büyütme, elektrikli araçların fiyatlarını zamanla düşürebilir. Ancak kısa vadede, BloombergNEF’in yakın tarihli bir analizine göre, artan talep, pil fiyatlarında on yıl süren düşüşü tersine çevirmiş durumda. Bu yıl, lityum-iyon pillerin fiyatları yaklaşık %7 oranında arttı.
Durum oldukça basit: Araba üreticileri, ne kadar çok elektrikli araç üretmeyi planlıyorlarsa, pilleri için o kadar fazla hammaddeden faydalanmaları gerekiyor. Tedarik ne kadar az olursa, bu malzemelerin fiyatları o kadar yüksektir, bu da pillerin toplam maliyetini artırır. Sonuç olarak, pil, elektrikli bir aracın en maliyetli bileşeni haline geliyor.
Uzun Vadede Fiyat Düşüşü Sinyalleri
McKinsey’in verilerine göre, bu yıl lityum fiyatları tek başına %500 oranında artış gösterdi. Bu metal, daha uygun fiyatlı elektrikli araçların önündeki en büyük engel olarak değerlendiriliyor. Foley & Lardner ortağı Craig Dillard, “Gelecek mali yıl için ihtiyaç duydukları her şeye sahip olduklarından emin olmak için daha büyük miktarlarda lityum tedarik etmeye çalışan daha fazla insan olacak,” diyor.
Bazı sinyaller, bu durumun uzun vadede fiyatları düşürebileceğini gösteriyor. Dolayısıyla, otomobil üreticilerinin elektrikli araç üretiminde karşılaştığı zorluklar, pazar dinamikleri ve maliyetler, önümüzdeki yıllarda daha uygun fiyatlı elektrikli araçların önünü açabilir.