Qin Shi Huangdi’nin Mezarı: Gizemler ve Trajedi

Çin’in İlk İmparatorunun Mezarı: Gizem ve Korku

Çin’in ilk imparatoru Qin Shi Huangdi‘nin nekropolü, dünya genelinde büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Ancak arkeologlar, uzun zamandır bu mezarın kapısını açmaktan kaçınıyorlar. İmparatorluğun minyatür bir haritası olarak inşa edilen zehirli cıva nehirleri, mezarın en içteki kutsal bölümüne ulaşmanın getirdiği birçok riski gözler önüne seriyor.

Arkeologlar, bu bölüme ulaşmaya çalışırken, daha önce bilinmeyen ve fark edilmeyen ölümcül tuzaklarla karşılaşma endişesi taşıyorlar. Belki de gözünüzde bir Indiana Jones filmi canlanıyordur, ancak durum gerçekte tam olarak böyle. Uzmanlar, imparatorun 2.200 yıllık mezarının çevresinde gömülü bulunan heykellerin boyasını hızla soyan ve buharlaştıran açık havanın, mezarın kilden yontulmuş pişmiş toprak savaşçılarıyla dolu mühürlü ordusuna zarar verme ihtimalinden endişe ediyorlar.

Ayrıca araştırmacılar, kapalı mezar alanına ulaşmak için uzaydan gelen kozmik ışınları kullanan egzotik bir tür röntgen cihazı olan müon tomografisi gibi yenilikçi yöntemler denediler. Ancak buna rağmen, kimse mezarı açmak için gönüllü olmuyor. Zira mezarın üzerinde bir lanet olduğuna dair yaygın söylentiler ve 1974 yılında Qin Shi Huangdi’nin yaklaşık 8.000 gömülü kil savaşçısından birini ortaya çıkaran yedi yerel köylünün trajik şekilde hayatını kaybetmesi, bu korkuları daha da pekiştiriyor.

Çin devletinin yanı sıra, tarihi Çin değerlerini koruyan kült bir “muhafız” tarikatının binlerce yıldır geleneklerini gizli şekilde sürdürdüğü düşüncesi de oldukça ilginç. Dolayısıyla, “kutsal” mezara dokunmak isteyen herkesin ölüm cezası ile karşılaşma riski, arkeologlar için büyük bir endişe kaynağı. Bu tür ölüm cezalarının, muhtemelen Mısır piramitlerini koruyan bir kült tarikatı tarafından firavun mezarlarını açmaya çalışan arkeologlara da uygulandığı iddialarını unutmamak gerekir. Bu ölümleri firavunun laneti olarak adlandırmak, heyecan verici bir aksiyon korku filmi senaryosuna benziyor, ancak gerçek dünya bu tür olaylarla çok daha karmaşık bir şekilde işliyor.

Netflix’in Yeni Hiti: Toprak Askerlerin Gizemleri

Netflix'in Yeni Hiti: Toprak Askerlerin Gizemleri

Tüm bu detayları ele alan ve izleyiciye sunan Netflix belgeseli Toprak Askerlerin Gizemleri, şimdiden 6,8 milyon saatlik izlenme süresine ulaştı. 12 Haziran’da Netflix’te gösterime giren bir saat 17 dakikalık bu belgesel, platformun en çok izlenen ilk dört yapımından biri haline geldi. İngiliz yönetmen James Tovell‘in imzasını taşıyan bu etkileyici belgesel, MÖ 221’de Çin’i fethederek birleştiren ilk imparator Qin Shi Huang’ın (MÖ 259-210) yaşamını, ölümünü ve arkeolojik mirasını detaylı bir şekilde araştırıyor.

Qin Shi Huang, yaklaşık iki bin yıl süren bir imparatorluk kurmuş, bu süreçte Çin Seddi’nin inşasına başlamış, ülke genelinde bir yol ağı oluşturmuş ve yazı ile ölçü birimlerini standartlaştırmış bir liderdir. Ancak, İmparator Qin Shi Huangdi’nin öbür dünyada ordusu olarak hizmet etmek üzere şekillendirilen Terracotta Askerleri keşfi, bu tarihi olayların trajik bir yüzünü de beraberinde getirmiştir. İlk olarak 1974 yılında yedi köylünün bulduğu kil savaşçıları, onları bekleyen trajedinin başlangıcını tetiklemiştir.

Terracotta Askerleri ve Trajik Olaylar

Xi’an şehri yakınlarındaki bir köyde, 1974’teki kuraklığın ortasında bir grup çiftçi, yeni bir kuyu açarken bir kil savaşçısının kafasını buldular. Bu keşif, kısa sürede büyük bir heyecan yaratarak arkeolojik ve tarihi değeri olan bu alandaki tarım arazilerine hükümetin el koymasına sebep oldu. Zamanla, köydeki evler yıkılıp müze sergi alanlarına ve turistik mekanlara dönüştürüldü.

Ancak bu yedi çiftçiden üçü, trajik ve korkunç koşullar altında yaşamlarını yitirdi. 60 yaşındaki Wang Puzhi, sağlık sorunları nedeniyle aşılmaz faturalarla karşılaştıktan sonra 1997 yılında kendini asarak intihar etti. Diğer iki çiftçi, Yang Wenhai ve Yang Yanxin, 50’li yaşlarının başında, maddi sıkıntılar ve sağlık sorunları sonucunda yaşamlarını kaybettiler. Şimdi arkeologlar, bu “lanet” ile karşılaşmaktan korkuyor ve kimse imparatorun mezar odasını açmaya cesaret edemiyor.