Sürücüsüz Otomobil Teknolojileri ve Kısmi Otonom Sistemlerin Değerlendirilmesi

Sürücüsüz Otomobil Teknolojileri ve Kısmi Otonom Sistemler

Sürücüsüz otomobil teknolojileri, birçok zorlukla karşı karşıya kalmaya devam ederken, otomobil üreticileri, kısmi otonom sistemlere daha fazla odaklanıyor. Bu sistemlerin, müşterilerin aracı yönlendirme, hızlandırma ve frenleme gibi işlemleri gerçekleştirmesi için sunacağı özelliklerle memnuniyet yaratacağı düşünülüyor. Sektör, bu sistemlerin güvenli olduğu konusunda kendinden oldukça emin görünüyor; hatta bazı yöneticiler bu sistemlerin insan sürücülerden daha güvenli olduğunu belirtmekte. Ancak, üst düzey bir tüketici güvenliği kuruluşu, bu iddiaları destekleyecek yeterli kanıtın bulunmadığını öne sürüyor.

Yeni otomobilleri test eden ve değerlendiren 65 yıllık bağımsız bir kuruluş olan Karayolu Güvenliği Sigorta Enstitüsü (IIHS), kısmi otonom sistemler için ilk sıralama sistemini yayınladı. Genel olarak 14 farklı sistemi test eden enstitü, bu sistemlerin on birini zayıf, ikisini sınırda ve yalnızca birini başarılı olarak değerlendirdi. Ancak, enstitünün “kısmi otonom” tanımının dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiği önemli bir noktadır. Bu tanım, sürücüsüz otomobilleri kapsamıyor; bu nedenle, bu araçların sürücülerinin hala yolu izlemesi, sistemi kontrol etmesi ve herhangi bir aksaklık durumunda aracı kontrol etmeye hazır olması gerekiyor.

Kısmi Otonom Sistemlerin İşleyişi

Kısmi otonom sistemler, sürücüleri aracı kullanma sorumluluğunun bir kısmından kurtarmak amacıyla sensörler ve kameralar kullanarak çalışır. Adaptif hız sabitleyici, şeritte takip yardımı ve otomatik şerit değiştirme gibi özellikler bu sistemler arasında yer alır. Bazı sistemler, belirli koşullar altında sürücülerin ellerini direksiyon simidinden kaldırmasına bile izin verebilir. Ancak, bu özelliklerin en büyük sorunu, sürücülerin kısa bir süre içinde bu sistemlere aşırı güvenme eğiliminde olmalarıdır. Bu güven, sürücünün aracı kontrol etme yeteneğini zayıflatabilir ve kontrolün geri alınması gerektiğinde tepki sürelerinin güvenli olduğu varsayılandan daha yavaş olmasına yol açabilir.

IIHS başkanı David Harkey yaptığı açıklamada, “Kısmi otonom sistemlere sahip araçların yollarımızda ne kadar hızlı arttığı göz önüne alındığında, bu sonuçlar endişe verici” değerlendirmesinde bulundu.

Test Sonuçları ve Değerlendirmeler

IIHS, Tesla’nın Tam Otomatik Sürüş (FSD), GM’nin Süper Cruise’u ve Ford’un BlueCruise’u gibi popüler kısmi otonom sistemleri test etti. Test edilen sistemler arasında, yalnızca Lexus’un Gelişmiş Sürüş Özelliğine Sahip Takım Arkadaşı sistemi kabul edilebilir olarak değerlendirildi. GM’nin Super Cruise’u ve Nissan’ın ProPilot Assist’i ise sınırda olarak kategorize edildi. BlueCruise ve Tesla’nın FSD’si de dahil olmak üzere diğer sistemler, zayıf olarak derecelendirildi.

Bu değerlendirmelerin birçok nedeni bulunmakta; genel olarak zayıf olarak değerlendirilen sistemlerin kandırılması oldukça kolaydı ve sürücünün dikkatini izleme konusunda yeterli başarıyı gösteremediler. Hatta bazı sistemler, sürücünün emniyet kemeri takmadığında bile işlev gösterebiliyordu. IIHS, bu kısmi otonom sistemleri kandırmak amacıyla çeşitli yöntemler kullandı. Bunlar arasında, sürücünün yüzünü araç içi kameralardan ve sensörlerden gizlemek için kafasına bir tülbent örtmek ve sürücünün ellerini direksiyonda tutuyormuş gibi göstermek için direksiyon simidine bilek ağırlıkları takmak gibi yöntemler yer aldı. Grup, çoğu kapalı parkurda olmak üzere birden fazla test gerçekleştirdi.

Bazı performans kategorilerine diğerlerinden daha fazla ağırlık verildi. IIHS, filodaki bazı araçların, testler sırasında kısmi otomasyon sisteminde iyileştirmeler içeren yazılım güncellemeleri aldığını belirtiyor. IIHS, sonuçlar pek iç açıcı olmasa da, en azından her bir aracın en az bir kategoride iyi performans gösterdiğini vurguladı. Harkey, “Bu, düzeltmelerin kolayca bulunabileceği ve bazı durumlarda basit bir yazılım güncellemesinden başka bir şey gerektirmeyeceği anlamına geliyor” dedi.