Telefonu Açınca Neden ‘Alo’ Deriz?

Telefonu Açınca Neden “Alo” Deriz?

Bu soruya yanıt ararken, internette uzun yıllardır dolaşan bir hikaye ile karşılaşabilirsiniz: “Telefonun mucidi Graham Bell, cihazı denemek için sevgilisi Allessandra Lolita Oswaldo’yu arar. Genç kadın her seferinde “Allessandra Lolita Oswaldo?” diye cevap verir ve zamanla bu uzun isim kısalarak “Allo”ya dönüşür.” Ancak bu hikaye gerçeği yansıtmamaktadır ve yabancı kaynaklarda bu söylentiyi doğrulayan bir bilgi bulunmamaktadır.

Peki, telefon görüşmelerini cevaplamak için neden her zaman “alo” dediğimizi hiç merak ettiniz mi? Bu sorunun yanıtı oldukça ilginç bir geçmişe sahiptir.

Ortak bir selamlama olarak “alo”nun tarihi, çoğu kişinin düşündüğünden çok daha yenidir ve kökeni aslen İngilizce’deki Hello‘nun (Merhaba) Fransızca bir çeşidini işaret eder. İngilizcedeki “Hello” kelimesi, eski Fransızcada “Ha lo” şeklinde kullanılmıştır. Zamanla, Fransızlar tarafından “Allo” haline dönüştürülmüş ve Türkçeye de “Alo” olarak geçmiştir.

Yalansavar.org’un konuyla ilgili haberine göre, bu kelime dilimize 1909 yılında Posta Nezareti’nin telefonun dahliyle Posta Telefon ve Telgraf Nezareti’ne dönüşmesi ve bir selamlama sözcüğüne ihtiyaç duyulması ile girmiştir. Özetle, bu kelimenin aslen Fransızcadan geldiği tahmin edilmektedir.

“Hello”, “holler”, “hollow”, “hola” ve “hello” gibi kelimelerin varyasyonları, Avrupa’da dikkat çekici bir kelime olarak kullanılıyordu. Hollanda’da 1790’lı yıllarda ise “hallo” kelimesi, şaşkınlık ve dikkat çekici bir ifade olarak yaygın olarak kullanılmıştır.

Alo Ne Anlama Geliyor?

Türk Dil Kurum Sözlüğü’nde Alo’nun Fransızca allô‘dan geldiği belirtilir ve iki anlamı şu şekilde açıklanır:

  • Ünlem: Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü.
  • Ünlem, argo: (alooo) Kendisine bakmasını veya kendisiyle ilgilenmesini istediği kişiye karşı söylenen seslenme sözü.

Alo’yu İlk Kim Önerdi?

Şaşırtıcı bir şekilde, telefon görüşmelerinde yaygın olarak kullanılan selamlama olarak “Hello”yu öneren kişi, akkor ampulün mucidi Thomas Edison‘dur. Edison’dan önce, telefon operatörleri “what is wanted? – ne isteniyor?” şeklinde bir selamlaşma biçimi kullanıyorlardı. Ancak, asıl istenen bu kadar uzun bir selam değil, daha kısa ve öz bir kelimeydi. Edison, bu kelimeyi ilk olarak 1877’de Pittsburgh Merkez Bölge ve Printing Telegraph Company’nin başkanı olan arkadaşı Mr. David’e yazdığı mektupta bir selamlama olarak kullanmayı önerdi. Kısa bir süre sonra, bu kelime aramaları cevaplamak için standart bir selam haline geldi. 1889 yılında, kelimenin yaygın kullanımı nedeniyle telefon operatörlerinin “Hello Girls” olarak anıldığı kaydedilmiştir. Bu, Edison’un bu kelimeyi kullanmayı önermesinden sadece 12 yıl sonrasıdır.

Telefonun Mucidi Bell’den Farklı Bir Öneri

Telefonun mucidi ve Edison’un rakibi olan Alexander Graham Bell, telefon görüşmeleri için selamlama kelimesi olarak “ahoy” kullanılmasını önermiştir. “Ahoy” kelimesi, “merhaba”dan yaklaşık 100 yıl daha eski bir terimdir ve denizciler tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. Bu kelime, merhaba ile aynı anlama gelen Hollandaca “hoi” kelimesinden türetilmiştir. Bell’in telefon görüşmelerinde standart selamlama olarak “ahoy”u kabul ettirme çabalarına rağmen, Edison’un “Hello”su 1878’de New Haven Bölge Telefon Şirketi tarafından yayınlanan ilk telefon rehberinde listelenmiştir. O zamandan beri, “hello”, telefon görüşmelerinde baskın karşılama haline gelmiş ve İngilizce konuşulan ülkelerde hâlâ standart bir selam olarak kullanılmaktadır.

Özetle, “Hello” kelimesinin dilimize “Alo” olarak geçmesi tamamen Fransızca kökenli bir durumdur. Yani İngilizce konuşan ülkelerde kullanılan “Hello” ve bizim kullandığımız “Alo” kelimeleri, tamamen aynı anlama sahiptir.