Tesla’nın İklimle İlgili Riskleri ve Karbon İzi Üzerine Değerlendirmeleri
Tesla, iklim değişikliği ile ilgili riskler ve kendi karbon izi hakkında şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı değerlendirmeyi içeren etki raporunu yayımladı. Bu rapora göre, şirketin sera gazı emisyonları, 2022 yılında yaklaşık 10 milyon metrik ton CO2 artış gösterdi. 2023 yılı itibarıyla Tesla, 50 milyon metrik tonun üzerinde karbondioksit emisyonu üretti. Bu, önceki yılki 42 milyon metrik tonluk emisyon seviyesine göre yaklaşık %20’lik bir artışı işaret ediyor.
Bu emisyon artışının büyük bir kısmı, Tesla’nın tedarik zincirinden kaynaklanıyor. Şirketin satın aldığı mal ve hizmetler, genel karbon izinin yaklaşık %80’ini oluşturuyor. Rapor, Tesla’nın “mümkün olan en kısa sürede” net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma hedefinde olduğunu belirtirken, bu hedefe ulaşmak için atmayı planladığı adımları da özetliyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin şirketin karşılaştığı en büyük risklerden bazılarını ortaya koyuyor.
Ancak, rapor, Tesla’nın tedarik zincirinin geçtiğimiz yıl daha da kirlendiğini gösteriyor. Kirli tedarik zincirleri, bir şirketin karbon ayak izinin en büyük kısmını oluşturduğundan, çevre savunucuları düzenleyicileri bu emisyonlara karşı önlem almaya teşvik ediyor. Tesla, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından iklim değişikliği konusunda daha fazla şeffaflık gerektiren yeni kurallara uymak için şimdiden adımlar atmış durumda. SEC’in 2022 yılındaki ilk teklifi, büyük şirketlerin tedarik zincirlerinden ve ürünlerinin kullanımından kaynaklanan dolaylı emisyonları açıklamasını zorunlu kılmayı hedefliyordu. Ancak, bu durum, kontrol edilmesi en zor emisyonlar olduğu gerekçesiyle bazı şirketlerin tepkisini çekti. Sonuç olarak, bu teklif, SEC’in Mart ayında kesinleştirdiği iklim kurallarından çıkarıldı.
Tesla’nın raporu, şirketin “işletme açısından önemli ve toplum ile çevre için kritik olan alanları belirlemek amacıyla” 2023 yılında bir sürdürülebilirlik değerlendirmesi yaptığını belirtiyor. Bu değerlendirme sonucunda, iklim riski yönetimi, hava kalitesi, su kullanımı, “sorumlu” yapay zeka, çalışan sağlığı ve güvenliği gibi 20 odak alanı oluşturulmuş. Raporun iklim riski ile ilgili kısmında, Tesla’nın üretimi için kısa vadede kuraklığın en büyük risk olduğu, uzun vadede ise sıcaklıkların daha büyük bir sorun haline geldiği vurgulanıyor. Şirket, üretim tesislerinin her birinde sel, şiddetli yağış, kuvvetli rüzgarlar, aşırı sıcaklık, orman yangını ve kuraklık gibi iklim risklerini değerlendirdiğini ifade ediyor. Bu değerlendirmelerin, tesisleri genişletme veya yeni tesisler tasarlama planlarına bilgi sağlayacağı belirtiliyor.
İş Yapma Şeklinin Değişimi
Ayrıca, Tesla’nın raporunda, karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla iş yapma şeklini değiştirmek zorunda kalabileceği de ifade ediliyor. Rapor, politika değişikliklerinin belirli uygulamaları veya altyapıyı etkileyebileceğini ve kullanılan teknolojinin tam anlamıyla karbondan arındırılamaması nedeniyle kurulu kapasiteyi potansiyel olarak azaltabileceğini öne sürüyor. Tesla, karbon izinin geçtiğimiz yıl büyümesine rağmen, içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçiş yapan tüketicilerin önlediği kirliliği hesaba katmadığını belirtiyor. Şirket, müşterilerinin 2023 yılında 20 milyon metrik ton CO2 kirliliğini önlediğini tahmin ediyor. Ayrıca, benzin tüketen otomobiller üreten diğer otomobil üreticileri ile karşılaştırıldığında Tesla’nın karbon izinin hala çok daha küçük olduğunu vurguluyor.
Karşılaştırma yapmak gerekirse, Ford’un karbon izi, 2023 yılında 386 milyon metrik ton CO2 ile Tesla’nın emisyonlarının yedi katı daha fazla. Bunun yanı sıra Tesla, tipik sera gazı hesaplama yöntemlerinin, elektrikli araçlar, güneş panelleri ve fosil yakıtların yerini alan piller gibi ürünler üreten “Tesla gibi bir şirket için tasarlanmamış” olduğunu da iddia ediyor. Sera gazı emisyonlarına dair sayılar, karbon izinin toplamını gösterecek şekilde raporun ekinde yer alıyor. Şirket, elektrikli araçlarının ömür boyu emisyonlarını içten yanmalı motorlu araçlarla karşılaştırmaya odaklanıyor.