Uçak Türbülansı: Kabus Gibi Bir Deneyim
Uçakların türbülansa girmesi, birçok yolcu için korkutucu bir deneyimdir. Genellikle pilotlar, türbülansları önceden tespit edip bunlardan kaçınmayı başarabilirler. Ancak, özellikle “yakıt tasarrufu” hedefiyle hareket eden “ekonomik” havayollarında, türbülansın etrafından dolaşmak yerine doğrudan içinden geçmek tercih edilebiliyor. Bu durum, özellikle daha yüksek bilet fiyatları ödeyen yolculara hizmet eden “lüks” havayollarıyla karşılaştırıldığında, ekonomik havayollarının müşterileri için türbülansı bir kabusa dönüştürüyor.
Bu tür türbülans deneyimlerinden biri, İspanya ile Uruguay arasında gerçekleştirilen bir uçuşta yaşandı. Pilotların, türbülansa girerken bu kadar ağır sonuçlar doğuracağını öngörmemiş olmaları muhtemel. Türbülansın uçaktaki etkisi son derece şiddetli oldu ve bu olayda en az 36 kişi yaralandı. Yaralanmaların arasında boyun ve kafatası kırıkları da bulunuyor. Olayın ardından sosyal medyada yayılan bazı videolar, koltukların kanla lekelendiğini gösterirken, viral videoların birinde uçuş sırasında baş üstü bagaj dolabına sıkışan bir yolcu da gözler önüne serildi. Ayrıca, videolarda yer almayan bir bilgi olarak, bir bebeğin annesinin elinden kurtulup uçağın içinde havalanarak uçak tavanına çarptığı da bildirildi.
UX045 sefer sayılı Air Europa uçağı, Boeing 787 Dreamliner modeliydi. Yaralanan 36 kişiden 23’ü hastaneye kaldırıldı ve 4 kişi yoğun bakımda tedavi altına alındı. Bu durum, hayatla ölüm arasındaki ince bir çizgide olduklarını gösteriyor.
Keşke o kemerler açılmasaydı! Uçaktaki yolculardan birinin yaptığı açıklamada, kaptan pilotun türbülans nedeniyle herkesin kemerlerini takması gerektiğini belirttiği anonsu yaptığı, ancak yaklaşık 20 dakika sonra türbülansın hafif geçmesi nedeniyle insanların dikkatlerini dağıttıkları ifade edildi. Birçok yolcu, uzun süre kemere bağlı kalmaktan rahatsızlık hissederek, hatta uçak içinde yürümeye başladılar. Ancak bu sırada yaşanan türbülans, 4 kişinin ölümcül şekilde yaralanmasına ve 32 kişinin hastaneye kaldırılacak kadar ağır yaralanmasına neden oldu.
Bu olay, uçaklarda kemer takmanın ne denli önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Uçak yolculuklarında kemer takmayı sevmeyenler için hatırlatmakta fayda var. İçinde bulunduğunuz aracın, yerden 10 bin metre yükseklikte ve saatte 800 km hızla ilerlediğini düşünürsek, en ufak bir sarsıntının bile yolcular üzerinde insan vücudunun kaldırabileceğinden çok daha büyük yükler oluşturabileceğini anlamak zor olmasa gerek.