1996 yılında, güneybatı Mısır’da bulunan Büyük Kum Denizi’nde uzaydan gelen bir kaya keşfedildi. Bu kaya, dünya dışı standartlara göre bile oldukça tuhaf bir yapıya sahipti. Kimyasal yapısını inceleyen bir araştırma ekibi, bu kayanın bir yıldızın parlak, patlayıcı çöküşü olarak tanımlanabilecek bir süpernovadan geldiğini öne sürüyor. Keşfedilen bu kaya, 4. yüzyıl Mısır matematikçisinden ilham alarak Hypatia adıyla anılmaya başlandı.
Araştırmacılar, 3 gramlık bir taş örneğindeki 15 elementin düzenini inceleyerek, Hypatia’nın yıldız sistemimizin çok ötesinden geldiğinden ve uzak bir yıldızın patlaması sonrasında oluşan gaz ve tozlu kalıntılardan ortaya çıktığından şüpheleniyor. Bu kapsamlı araştırma, Icarus dergisinde yayımlandı. Ekip, Hypatia’nın bir Tip Ia süpernovadan kaynaklandığını düşünüyor. Tip Ia süpernovaları, beyaz cüceler olarak bilinen küçük ve yoğun yıldız kalıntılarının, genellikle komşu bir yıldızdan büyük miktarda malzeme çekmesi sonucu patlama yaşadığı olaylardır. Bu tür süpernovalar, büyük bir yıldızın çekirdeğinin çökmesiyle meydana gelen Tip II süpernovalardan temel bir farkla ayrılır.
Johannesburg Üniversitesi’nden jeokimyacı Jan Kramers, bir üniversite yayınında konuya ilişkin olarak, “Bir açıdan bakıldığında, bir süpernova Ia patlamasını ‘olay anında’ ‘yakaladık’. Çünkü patlamadan kaynaklanan gaz atomları, daha sonra Hypatia’nın ana gövdesini oluşturan çevreleyen toz bulutuna yakalandı,” dedi. Yayına göre, süpernovadan gelen gaz atomlarının ve patlamanın gerçekleştiği tozun birbiriyle karışması, muhtemelen milyarlarca yıl önce kendi güneş sistemimizin erken evrelerinde katı bir kaya oluşturdu.
Hypatia’nın ana kayası, Dünya’ya girerken parçalandı ve 1996’da bulunan bu küçük parça geride kaldı. Kramers, yaklaşık on yıldır Hypatia üzerinde çalışmalar yürütüyor. 2013 yılında kayadan elde edilen argon izotopları, Hypatia’nın dünya dışı kökenlerini doğruladı. 2015 ve 2018’deki devam eden çalışmalar, Hypatia’nın ne bilinen herhangi bir kuyruklu yıldızdan ne de güneş sistemimizden köken almadığını gösterdi.
Ekip, bir proton mikroprobu kullanarak Hypatia’nın temel yapısını inceledi. Araştırmacılar, kayadaki elementlerin Samanyolu’nun bizim kolumuzdaki yıldızlararası tozdan bile gelmediğini buldular. Ancak Hypatia, Tip II süpernovadan veya kırmızı dev bir yıldızdan gelemeyecek kadar fazla demir içermekteydi. Bu nedenle araştırmacılar, Hypatia’nın benzersiz silikon, kükürt, kalsiyum, titanyum, vanadyum, krom, manganez, demir ve nikel kombinasyonunun en olası açıklamasının bir Tip Ia süpernova olduğu sonucuna vardılar.
Yine de, Tip Ia süpernovadan gelen bir şey için modellerin öngördüğünden çok daha fazla olan altı element daha mevcuttu: alüminyum, fosfor, klor, potasyum, çinko ve bakır. Kramers, Hypatia’nın bu temel bileşenleri, daha sonra patlayan beyaz cücenin öncesindeki kırmızı dev yıldızdan miras almış olabileceğine inanıyor. Yeni araştırma, sadece keşif amaçlıydı ve araştırmacıların kayanın kökenleri hakkındaki hipotezini test etmek için Hypatia’daki elementlerin daha fazla izotop analizinin yapılması gerektiği sonucuna vardı.