Yerli Kalp-Akciğer Makinesi: Türkiye’nin Sağlık Teknolojilerindeki Atılımı
Türkiye sağlık teknolojileri alanında önemli bir adım atarak, yerli kalp-akciğer makinesi geliştirdi. Bu makine, Türkiye’nin sağlık sisteminde dışa bağımlılığı azaltacak ve yüksek katma değerli ihracat hedeflerine ulaşmasını sağlayacak. TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) ile ASELSAN iş birliğiyle hayata geçirilen bu proje, açık kalp ameliyatlarında kritik bir rol üstlenecek.
Projenin Gelişim Süreci
Projenin başlangıcı 2020 yılına dayanıyor. ASELSAN ile kalp-akciğer makinesinin geliştirilmesi için bir fikir birliği sağlandı. Mühendisler, ameliyathanelere giderek, bu makineyi kullanan kalp cerrahlarıyla detaylı istişarelerde bulundu. Bu süreç, cihazın tasarımında ve işlevselliğinde klinik uzmanların önerileri doğrultusunda ilerledi.
Kritik Testler ve Başarılar
Kalp-akciğer makinesinin laboratuvar testleri Bilkent Şehir Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Bu testler sonucunda, makinenin performansı diğer cihazlardan daha iyi sonuçlar verdi. Ayrıca, bu cihazın tasarımı ve teknolojisi, hayvan deneyleri başlamadan önce üç farklı ödül kazandı. Bu başarılar, yerli üretimin sağladığı avantajları ve Türkiye’nin sağlık teknolojilerindeki potansiyelini gözler önüne seriyor.
Stratejik Öneme Sahip Bir Ürün
Kalp-akciğer makinesi, açık kalp ameliyatlarının yüzde 95’inin gerçekleştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, cihazın sağlık sistemindeki önemi çok büyüktür. Kervan, “Bu cihaz bizim için sadece kıymetli değil, aynı zamanda stratejik bir ürün” diyerek, cihazın sağlık alanındaki vazgeçilmez rolünü vurgulamıştır.
Elektriksiz Çalışma Özelliği
Türkiye’de 300 civarında kalp cerrahisi merkezi bulunuyor. Bu merkezler, kalp-akciğer makinesi gibi cihazlara bağımlıdır. Kervan, cihazın elektrik kesilse bile manuel olarak çalıştırılabileceğini belirtti. Dijitalleşme ile insan hatası minimuma indiriliyor ve cihaz, en kötü senaryolara bile hazırlıklı bir şekilde tasarlandı.
Küresel Pazardaki Hedefler
Kalp-akciğer makinesi, dünyada yalnızca birkaç ülke tarafından üretilebilen bir teknoloji. ASELSAN ile bu hedefe ulaşmak, Türkiye için büyük bir başarıdır. Cihazın tüm bileşenleri Türkiye’de geliştirildi; motorundan yazılımına, tasarımına kadar hiçbir dış destek alınmadı. Bu durum, yerli üretim konusunda Türkiye’nin potansiyelini artırmaktadır.
Uluslararası Tanıtım Çalışmaları
Yurt dışı tanıtım çalışmaları hız kazandı. TÜSEB ve USAŞ aracılığıyla, pek çok uluslararası toplantıda cihaz tanıtılmakta. Kuzey Ortadoğu ülkelerinden gelen bilim insanlarına da bu cihaz tanıtılmıştır. Henüz satış aşamasına gelinmese de, her fuar ve kongrede cihazın yer aldığı kataloğumuz ile tanıtımlar gerçekleştirilmektedir.
İhracat Potansiyeli ve Ekonomik Katkı
Kalp akciğer makineleri sektörü, dünya genelinde 3 milyar dolarlık bir pazara sahiptir. Eğer bu pazardan pay alabilirsek, ülkemiz için büyük bir gelir kaynağı olacaktır. Kervan, “Eğer bu pazardan pay alabilirsek, bu ülkemiz için büyük bir gelir kaynağı olacaktır” diyerek, cihazın ekonomik katkısını da vurguladı.
Sonuç Olarak
Türkiye’nin yerli kalp-akciğer makinesi projesi, sağlık teknolojileri alanındaki en önemli atılımlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu başarı, sadece sağlık sistemine değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik gelişimine de büyük katkılar sağlayacaktır. Türkiye, bu tür yenilikçi projelerle uluslararası alanda daha fazla söz sahibi olma yolunda ilerlemektedir.
