Çin’in Derin Sondaj Projesi
Çin, görünüşe göre dünyanın merkezine doğru derin bir yolculuğa çıkmış durumda. Ülke, geçtiğimiz hafta, sondaj teknolojisini geliştirmek ve Dünya’nın yeraltı yapısını daha iyi anlamak amacıyla tarihinde en derin çukuru kazmaya başladı ve bu kapsamda ilk deliği açtı. Bu delik tamamlandığında 10.000 metre derinliğe ulaşacak.
Çin Ulusal Petrol Şirketi tarafından yürütülen bu önemli sondajın toplamda 457 gün sürmesi bekleniyor. Sondaj, yeryüzünün çeşitli katmanlarını keserek ilerleyecek ve toplamda 10 kıtasal tabakayı geçecek. Proje tamamlandığında, Kretase sistemine kadar ulaşacak ve bu tabakanın içindeki kayalar 140 milyon yıldan daha eski bir tarihe sahip.
Bu büyük sondaj projesi, Çin’in yeraltı araştırmalarını genişletme çabalarının bir parçası olarak öne çıkıyor. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 2021 yılında yaptığı bir konuşmada bilim insanlarını derin yeryüzü araştırmaları gibi farklı alanlarda yeni engelleri aşmaya teşvik etmişti. Bu yılın başlarında ise Çinli yetkililer, ülkenin enerji ve maden kaynaklarını stratejik olarak geliştirme sözü verdiler.
Doğal Kaynaklar Bakanı Wang Guanghua, yaptığı bir röportajda, Çin’in özellikle arz sıkıntısı çekilen minerallere odaklanarak yeni bir yerel maden arama faaliyeti başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, projenin ülkenin en büyük petrol ve gaz üretim alanı olan Xinjiang bölgesinde neden gerçekleştirildiğini de net bir şekilde açıklıyor.
Çin, aynı zamanda çelik üretiminde yaygın olarak kullanılan dünyanın en büyük demir cevheri rezervlerine de sahip. Bu durum, ülkenin sondaj teknolojisini test ederken başka bir enerji fırsatı elde etmesine olanak tanıyabilir. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, yer altındaki zenginlikleri keşfetme çalışmalarına giderek daha fazla odaklanıyor. Nadir mineraller ve diğer elementler, yeni temiz teknolojiler için büyük bir öneme sahip.
Bu mineraller genellikle elektrikli araçlar için piller, enerji depolama sistemleri ve rüzgar türbinleri gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarında kullanılmakta. Temiz enerji talebinin sürekli artmasıyla birlikte, ülkeler ve işletmeler bu değerli minerallere olan ihtiyaçlarını giderek artırmaktadır.