Ay’ın Oluşumu ve Ters-Yüz Teorisi
Ay, oluşumunun ilk yıllarında karmaşık ve dramatik bir süreçten geçmiş olabilir. Yoğun bir malzeme tabakasının iç kısmının derinliklerine batması, Ay mantosuyla karışması ve yüzeye geri dönmesi, bu süreçte önemli rol oynamıştır. Arizona Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, Ay’ın oluşumu hakkındaki en ilginç teorilerden birine dair yeni kanıtlar buldu. Bu teori, Dünya’nın doğal uydusunun, ortaya çıktıktan sadece birkaç milyon yıl sonra kendini ters-yüz etmiş olabileceğini öne sürmektedir.
Nature Geoscience dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, araştırmacılar Ay’ın çekim alanındaki ince değişiklikleri inceleyerek mineral bakımından zengin bir katmanın iç kısma doğru battığının ilk fiziksel kanıtını sağlamışlardır. 2011 yılında bir çift NASA uzay aracı, Ay’ın çekim alanının haritasını oluşturmak için Ay’ın etrafında dönerken, GRAIL (Yerçekimi Geri Kazanımı ve İç Laboratuvarı) görevi Ay’da uzay araçlarından birinin belirli bölgeler üzerinde uçarken hızlanmasına neden olan yerçekimi anormalliklerini keşfetmiştir.
Berlin’deki Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden araştırmacı ve bu çalışmanın ortak yazarı Adrien Broquet, Gizmodo ile yaptığı görüşmede şunları ifade etti: “Bu yerçekimi anormallikleri, Ay’ın iç kısmında yaklaşık 40 kilometre derinlikte bulunan yoğun kayaların varlığını gösteriyor. Bu kayaları Ay’ın tüm evrimiyle ilişkilendirdik; bu kayaların Ay’ın erken dinamik evriminin kalıntıları olduğunu düşünüyoruz.”
Ay ilk oluştuğunda, magma okyanusuyla kaplıydı. Bu okyanus soğudukça ve katılaştıkça, üstteki daha az yoğun katmanlar kristalleşmeye başladı ve Ay’ın mantosunu ve kabuğunu oluşturdu. Ancak, yüzeyin altında ve Ay’ın çekirdeğine daha yakın olan daha yoğun katmanların kristalleşmesi daha uzun bir süre aldı. Bu katmanlar, demir ve titanyum açısından zengin oldukları için, üst katmanlardan daha yoğun olduklarından, Ay’ın iç kısmında daha derinlere batmışlardı.
Bu süreçte, mineral bakımından zengin ve yoğun katmanlar Ay’ın mantosuyla karışıp eridi ve ardından titanyum açısından zengin lav akıntıları olarak Ay yüzeyine geri döndü. Bu tür lav akıntıları, günümüzde hala görülebilir durumdadır. Ay’ın ters-yüz olmasına dair bu teori, astronotların Ay’dan örnekler topladığı ve yüksek konsantrasyonlarda titanyum bulduğu Apollo görevlerinden beri varlığını korumaktadır. Ancak, mevcut çalışma, Ay’ın kütleçekimsel anormalliklerindeki ince değişimleri kullanarak oluşum modelini ele alan ilk çalışma olması açısından dikkat çekmektedir.
NASA’nın yaklaşan Artemis görevleri ile bir kez daha Ay’a astronotları indirmeye hazırlanması, yeni mürettebatın doğal uydumuzun nasıl ortaya çıktığına dair daha fazla kanıt toplamasına olanak tanıyacaktır.