El Yazısının Geleceği: Teknoloji ile Mücadele
Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, zaman alıcı olduğu ve modern teknoloji çağında pek de faydalı olmayacağı gerekçesiyle el yazısını, yani elle yazmayı 2010 yılında temel eğitim müfredatından çıkardı. Bunun yerine, okullarda klavye derslerine ağırlık verilmeye başlandı. Son yıllarda, kalem ve kağıt kullanımının yerini tabletler ve bilgisayarlar alırken, birçok eyalet, el yazısının yeniden eğitim sistemine entegre edilmesi için çaba göstermeye başladı.
Elle yazı yazmanın, beyin gelişimini teşvik eden ve ince motor becerilerini geliştiren bir faaliyet olduğu kabul edilmektedir. Ancak okulların teknolojiye kaymasıyla birlikte bazı öğretmenler, öğrencilerin kalem tutma becerilerinin giderek zayıfladığını ifade ediyor. Önceki araştırmalar, son yüzyılda IQ puanlarının ilk kez düştüğünü ve bunun nedeninin de artan teknoloji kullanımı olabileceğini ortaya koydu. Eğitimciler, ebeveynler ve uzmanlar, gençlerin el yazısını kullanarak imza atma konusunda zorluklar yaşadıklarını vurguluyorlar.
Örneğin, Kaliforniya ve New York gibi eyaletlerde, 6 ila 12 yaş arasındaki öğrencilerin el yazısı öğrenmesini zorunlu kılan yeni yasa tasarıları kabul edildi. Bununla birlikte, Colorado, New Mexico ve Nevada gibi bazı eyaletlerde bu tür yasaların tartışma aşamasında olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, kalem tutma becerileri zayıf olan ancak dijital cihazları rahatlıkla kullanabilen altıncı sınıf öğrencilerini örnek göstererek, hükümetlere ve eğitim kurumlarına el yazısını okullara geri kazandırmaları için çağrıda bulunuyorlar.
İmza Atmakta Zorlanma ve Düşen IQ Seviyeleri
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte, bir zamanlar masalarımızda sıkça yer alan el yazısı da giderek daha az kullanılmaktadır. Ancak özellikle imza atma gibi konularda, el yazısının hala hayati bir rolü bulunmaktadır ve bu durum resmi belgeler açısından büyük önem taşımaktadır. Psychology Today’in haberine göre, elle yazmanın yerini klavyeye bırakmasının ardından eğitimciler, öğrencilerin IQ seviyelerindeki düşüşü fark etmeye başladılar ve bunun başlıca nedeninin sınıflardaki teknoloji kullanımı olduğunu belirttiler.
Yapılan araştırmalar, el yazısının günlük hayatta ne denli önemli olduğunu ve yazma sürecinde beynin büyük bir kısmının aktif hale geldiğini göstermektedir. Bu durum, hem çocukların hem de yetişkinlerin, yazı yazarak beyinlerini aktif tutmalarına ve daha fazla bilgiyi daha kolay hatırlamalarına yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla, teknolojik gelişmelerden faydalanmak amacıyla derslerin yenilikçi bir şekilde sunulması anlaşılabilir olsa da, geleneksel yazım yöntemlerinin gelişim açısından önemli bir işlevi olduğu göz ardı edilmemelidir.