Kahve ve İlk Web Kamerası
Küresel salgınla birlikte hemen herkesin gündemine giren web kameraları, oyun seanslarından uzaktan iş görüşmelerine, sosyal etkinliklerden canlı yayınlara kadar birçok farklı amaçla kullanılmaya başlandı. Ancak ilginç bir şekilde, ilk web kamerasının ortaya çıkış hikayesi kahveye odaklanıyordu. İlk web kamerası canlı yayını, bir tesadüf sonucu gerçekleşti. “Truva Odası Demliği” olarak bilinen bu ilk görüntüler, adından da anlaşılacağı üzere, bir kahve demliğinin çevrimiçi yayınıydı ve başlangıçta internete bile bağlı değildi.
Bu ilginç projeyi hayata geçiren bilgisayar bilimcisi Quentin Stafford-Fraser, araştırmacı arkadaşı Paul Jardetzky ile birlikte, “her şey, World Wide Web’in CERN’de bir parıltıdan ibaret olduğu 1991 yılının karanlık günlerinde başladı” şeklinde açıklıyor. 1995 yılında kahve demliğiyle ilgili bir biyografisinde, “Bilgisayar Laboratuvarı’nın Truva Odası olarak adlandırılan bir bölümünde ATM ağları üzerinde çalışıyordum. Yaklaşık on beş kişilik bir ekiptik ve öğrenci bütçeleriyle yaşayan akademisyenler olarak yalnızca ortak bir filtre kahve makinemiz vardı; o da Truva Odası’nın hemen dışındaki koridorda duruyordu” ifadelerini kullanıyor.
Bulundukları akademik ortamda kahve, çalışanlar için adeta bir can damarıydı ve bu durum kayda değer bir soruna yol açıyordu. Tek bir kap ile tüm bir departmanın kahve ihtiyacını karşılamak zorundaydılar. Stafford-Fraser, “Bazı kişiler, binanın diğer bölümlerinde yaşıyordu ve demliğe ulaşmak için birkaç kat merdiven çıkmak zorunda kalıyorlardı” diye belirtiyor. Ayrıca, “Truva Odası’nda geceleri çalışanlar kahveyi bitirdiği için, bu çoğu zaman sonuçsuz kalan bir yolculuk oluyordu” diyor.
Bu sorunun çözülmesi gerektiğini fark eden ekip, XCoffee programını geliştirmeye karar verdi. Xcoffee, bu tür görüntüleri gönderiyordu. Stafford-Fraser, “Kahve standına bir kamera yerleştirdik, koridordaki kahve makinesine doğrulttuk ve yerin altındaki kabloları Truva Odası’ndaki çerçeve yakalayıcıya kadar götürdük” şeklinde anlatıyor. Jardetzky, makinede çalışan ve her birkaç saniyede bir çeşitli çözünürlüklerde demliğin görüntülerini çeken bir ‘sunucu’ programı yazdı; Stafford-Fraser ise herkesin çalıştırabileceği ve ekranın köşesinde makinenin simge boyutunda bir görüntüsünü gösteren, sunucuya bağlanan bir ‘istemci’ programı geliştirdi.
Truva Odası Demliği’nin İnternetle Buluşması
Truva Odası Demliği, Kasım 1993’e kadar gerçek anlamda internet tarihindeki yerini almadı. O tarihte, Cambridge’in dahili sunucularına bağlı olmayan ve bu nedenle XCoffee’yi çalıştıramayan, kafeine aç bir bilgisayar bilimcisi olan Martyn Johnson, bu öncü programı ilk kez çevrimiçi hale getirdi. 2012’de BBC ile yaptığı bir röportajda, “yakalanan görüntülerin etrafında küçük bir komut satırı oluşturdum” dedi ve ekledi: “İlk sürüm büyük ihtimalle sadece 12 kod satırından oluşuyordu, muhtemelen daha azdı; ve yalnızca istemciye her istendiğinde en son görüntüyü kopyalıyordu.”
Stafford-Fraser’ın aktardığına göre, kahve demliğinin fotoğrafı dakikada yalnızca üç kez güncelleniyordu, ancak zaten yavaş dolduğu için bu güncelleme sıklığı fazlasıyla yeterliydi. Görüntüler siyah-beyaz tonlamadaydı; fakat kahve de benzer tonlarda olduğu için bu durum bir sorun teşkil etmiyordu. Truva Odası Kahve Demliği, 90’ların başında viral bir fenomen haline geldi ve dünyanın dört bir yanındaki meraklılar, Cambridge araştırmacılarının kafein rezervlerinin durumunu kontrol etmek için bağlantı kurdular.
Ne yazık ki demliğin ve yayının şöhreti uzun sürmedi. Eğer bugün yayına bağlanmaya kalkarsanız, web kamerasının artık yayın yapmadığını belirten bir özür notuyla karşılaşıyorsunuz. Tarihi programın son görüntüsü 22 Ağustos 2001 Çarşamba günü 09:54 UTC’de gönderildi. Bu yayının sonlandırılması da, yaratılması kadar pratik sebeplerden kaynaklanıyordu. Johnson, BBC ile yaptığı görüşmede “yazılım tamamen sürdürülemez hale geliyordu” dedi ve ekledi: “Araştırma yazılımı her zaman en yüksek kalitede olmuyor ve biz sadece onu destekleyen makineleri atmak istedik.” Artık aktif hizmette olmayan Truva Odası Demliği, çevrimiçi bir açık artırma ile satıldı ve Bilgisayar Bilimleri departmanı araştırmacılarına 3.350 sterlin gibi etkileyici bir kazanç sağladı.