Kar Taneleri: Doğanın Büyülü Kristalleri

Kar tanelerini, bir kış bulutundan düşen minik bir tanecik olarak düşünmek oldukça yaygındır. Ancak, dekorasyonlarda sıkça rastlanan tekil yapılar ile kar tanelerinin asıl yapısına baktığımızda, onları kar kristalleri olarak adlandırmak çok daha isabetli olacaktır. Bu kristallerin büyüme biçimleri, çevresel koşullardan etkilenerek şekillenir ve genellikle altı kenarlı simetrik dallara ayrılır. Ancak, bu kristallerin ne kadar büyüyebileceği ile ilgili bir sınır olup olmadığı, tam anlamıyla tanımlamanıza bağlı olarak değişir. Guinness Dünya Rekorları, “27 Ocak 1887 gecesi, şiddetli bir kış fırtınası, ABD’nin Montana eyaletinde Missoula yakınlarındaki bir çiftliğin yanında bulunan Clark Fork Nehri vadisine ‘süt tavalarından daha büyük’ olarak tanımlanan kar taneleri düşürdü” diye belirtmektedir. Raporlara göre bu kar tanelerinin 38 cm genişliğe ve 20 cm kalınlığa kadar ulaştığı kaydedilmiştir.

Kar Tanesi ve Kar Kristali Ayrımı

Bu noktada, kar tanesi ve kar kristali arasındaki ayrım oldukça önem kazanmaktadır. Tava boyutundaki bu devasa kar parçaları, aslında birbirine sıkışarak yapışan birçok kar kristalinin oluşturduğu yığınlar olabilir. Kar kristalleri, suyun sıvı halden doğrudan gazdan (buhar) katı hale (buz) dönüşmesi sonucunda oluşurken, kar tanesi gökten düşen herhangi bir buz parçası olarak tanımlanabilir. Kar kristalleri hakkında derinlemesine bilgi sahibi olan bir kişi olarak, bu konuda kariyerini şekillendiren Fizik Profesörü Dr. Kenneth Libbrecht dikkat çekmektedir. Libbrecht, IFLScience ile yaptığı bir röportajda, “Bu, sanki birisinin çözmesi gereken bir bilmeceydi” ifadesini kullanarak, “Bunun nasıl çalıştığını bilmememiz bilim camiası için bir utanç kaynağı. Bu şeyler kelimenin tam anlamıyla gökten yağıyor.” şeklinde devam etmektedir.

Kar kristalleri üzerine 20 yılı aşkın bir süredir çalışarak, farklı sıcaklıkların neden çeşitli yapılar oluşturduğunu açıklayabilecek bir model geliştiren Libbrecht, laboratuvar ortamında “özdeş ikiz” olarak bilinen kristalleri de yaratmıştır. Bu süreçte, “Hiçbir kar tanesi birbiriyle aynı değildir?” sorusunu derinlemesine incelemiştir. Bu kadar çok kristale göz attıktan sonra, en büyük kar kristali rekorunun Libbrecht’in doğadaki gözlemlerinden birine atfedilmesi oldukça şaşırtıcı değildir. Libbrecht, uçtan uca 10 milimetre olarak ölçülen devasa bir kristal bulmayı başarmıştır. Bu boyut görünebilir, ancak tipik bir yıldız dendritin çapının yaklaşık 2 ile 4 milimetre arasında olduğu düşünülürse, aslında oldukça etkileyicidir.

Bir kuş gözlemcisi gibi, kar kristali meraklıları da hangi kristal yapıların tespit edilebileceğini görmek için kar tanelerini gözlemlemektedir. Eğer siz de bu gözlemleri yapmak istiyorsanız, Libbrecht’in paylaşmış olduğu önemli ipuçları şunlardır:

  • Koyu renkli ve sıcak tutan giysiler giyin; kar kristalinizin konması için bir yüzeye ihtiyacınız olacak.
  • Bir büyüteç edinin – uygun fiyatlı bir 5X büyüteç işinizi görecektir.
  • Kar tanelerinizi tanıyın – kuş gözleminde olduğu gibi, doğada kar kristallerinizi aramadan önce onları tanımanız önemlidir.

Libbrecht’in “kar taneleri için saha rehberi” adını taşıyan bir kitabı bulunmaktadır ve kendi web sitesinde farklı türde fotoğraf ve videolar da bulmanız mümkündür. Bunun dışında, ihtiyacınız olan tek şey biraz soğuk hava ve sabır olacaktır.