Nuh’un Gemisi ve Durupınar Oluşumu
Türkiye’nin Doğubayazıt ilçesinde yer alan ve bazıları tarafından Nuh Peygamber’in efsanevi gemisinin tufandan sonra karaya oturduğu yer olarak kabul edilen bir jeolojik oluşum bulunmaktadır. Bu bölgedeki arkeolog ekipleri, antik geminin buraya indiğini kanıtlayan delillere ulaştıklarını iddia etmektedirler. Ancak, bu heyecan verici iddiaları değerlendirirken, sunulan kanıtların gerçekten inandırıcı olup olmadığını sorgulamak önemlidir.
Efsanelere göre, yeryüzündeki tüm kötü ve günahkâr ruhları boğan sel suları çekilince, Nuh’u, ailesini ve birkaç hayvanı taşıyan gemi Ararat Dağları’nın zirvesine karaya oturmuştur. Geminin boyutları ise 300 arşın uzunluğunda, 50 arşın genişliğinde ve 30 arşın yüksekliğinde olduğu söylenmektedir. Bu, yaklaşık olarak 134 x 22 x 13 metreye tekabül etmektedir. Bu boyutların çeşitli numerolojik anlamları bulunmaktadır; ancak bu ölçülerde bir geminin gerçekten çok büyük olacağını söylemek mümkündür. Bu nedenle, bu devasa yapıya dair açık arkeolojik kanıtların mevcut olması gerektiği düşünülmektedir.
Durupınar Oluşumu
Durupınar oluşumu, bu bağlamda önemli bir rol oynamaktadır. Ağrı ilinin Doğubayazıt ilçesinde bulunan bu oluşum, 1956 yılında keşfedildikten sonra Nuh’un gemisinin potansiyel son durağı olarak değerlendirilmiştir. Bunun nedeni, büyük ve gemi şeklindeki bir nesne tarafından oluşturulmuş gibi görünen ilginç bir oyuğa sahip olmasıdır. Yıllar boyunca, farklı bireyler bu yapının gerçekten de tufan gemisine ait olduğunu kanıtlayan deliller bulduğunu iddia etmiştir. Şimdi ise, 2021 yılından bu yana gemiyi araştıran bir ekip, daha fazla kanıt ortaya koyduğuna inanmaktadır.
Türk ve Amerikalı araştırmacılardan oluşan bu ekip, geminin kalıntılarına dair olduğuna inanılan kaya ve toprak örneklerini incelemektedir. Ekip, topraktaki MÖ 5.000 ila 3.000 yılları arasına ait kil malzemeleri, deniz ürünleri ve deniz ürünlerine dair izler bulduğunu bildirmektedir. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi rektör yardımcısı ve profesörü Faruk Kaya, bu bulguların tufanın meydana geldiği düşünülen dönemde dağlarda insan faaliyetinin olduğunu gösterdiğini savunmaktadır. Kaya, Daily Mail’e verdiği demeçte: Nuh Peygamber’in tufanının 5 bin yıl öncesine dayandığı biliniyor diyerek, Tarihsel olarak bu bölgede yaşamın olduğu da belirtiliyor. Laboratuvar sonuçları da bu durumu destekliyor. şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
Ancak bazı uzmanlar, insan faaliyetlerine dair kanıtların, felaket niteliğindeki bir sel veya devasa bir ahşap teknenin varlığına dair kanıtlarla aynı şey olmadığını ifade etmektedir. İnsanlara dair kanıtların varlığı önemli olsa da, Durupınar oluşumunun geminin son konumu olduğu iddiasının daha önceki birçok bulgunun yanlış olduğunun kanıtlandığını da unutmamak gerekiyor. Bu oluşumun şekli, geminin öngörülen şekline benziyor olsa da, bunun tamamen doğal bir oluşum olduğunu savunan arkeologların sayısı oldukça fazladır.
Büyük tufan teması, tarihin derinliklerine kadar uzanmaktadır. Örneğin, Gılgamış Destanında bahsedilen Mezopotamya tufanı efsanesinin, daha sonra değişmiş bir versiyonu olduğu düşünülmektedir. Yaklaşık 7.500 yıl önce, Akdeniz ve Karadeniz çevresinde daha yerel bir sel olayının meydana gelmiş olabileceğine dair bazı kanıtlar bulunmaktadır. Ancak bu kanıtlar bile tartışmalı bir nitelik taşımaktadır.