Rusya’nın Gizemli Radyo Sinyali: UVB-76
Rusya’da amatör radyo tutkunları, bilim insanları ve casuslar, Soğuk Savaş döneminin zirveye ulaştığı yıllardan bu yana devam eden gizemli bir radyo sinyali karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Bu sinyalin, bazılarına göre Rus hükümetinin gizli bir SETI (Dünya Dışı Zeka Araştırma) programının bir parçası olduğu ya da uzaylılarla iletişim kurmaya çalıştığı iddiaları öne sürülüyor. Diğer bir görüş ise, bu sinyalin, Rusya’nın liderinin görevden alınması durumunda nükleer silahları fırlatmaya hazır olan bir “Ölü El” tetikleyicisi olabileceği yönünde. Ancak, Londra Şehir Üniversitesi elektronik ve radyo mühendisliği profesörü David Stupples, bu sinyalin kullanım amacının neredeyse kesinlikle Rus hükümetine ait olduğunu ve dolayısıyla barışçıl bir amaç taşımadığını belirtiyor. Stupples, bu sinyalin nükleer savaş durumunda yaşanabilecek aksaklıklara karşı bir yedek olarak tutulduğunu öne sürüyor.
Bazı fizikçiler, 4625 kHz kısa dalga radyo frekansında yayımlanan bu sinyalin, Dünya’nın iyonosferini izlemek amacıyla kullanıldığını düşünüyor. Ancak, yörüngesel veya uzay tabanlı keşif platformları, gözetleme ve navigasyon sistemleri konularında uzman olan Profesör Stupples, hem ilginç hem de sıradan açıklamaların hala geçerli olabileceğini kabul ediyor. Stupples, “Kanalı sadece hava savunması veya bir tür savunma için ayırıyor olabilirler” ifadesini kullanarak, eğer bu kanal kullanılmazsa başka birisi tarafından ele geçirilebileceğinin altını çiziyor ve bu nedenle yayın yaparak “burası bizim” mesajı göndermiş olabileceklerini belirtiyor.
1992’de Tuhaf Yayınlar Başladı
Resmi olarak “UVB-76” adıyla bilinen bu radyo kanalına duyulan ilgi, ilk kez 1982 yılında amatör radyo tutkunları ve bilim insanları arasında artmaya başladı. O dönemlerde istasyonun yalnızca kodlanmış ve şaşırtıcı bir dizi bip sesi yayınladığı biliniyordu. Ancak 1992’ye gelindiğinde, yayınlar daha da tuhaf bir hal almaya başladı. Bu tarihten itibaren, dakikada 25 kez, her biri bir saniyeden kısa süren bir dizi vızıltı sesi ve ara sıra garip bir sis düdüğü sesi duyulmaya başlandı.
1990’lı yıllarda UVB-76’nın vızıltısı, görünüşte rastgele isimler, kelimeler veya rakamlar okuyan anonim erkek ve kadın sesleri tarafından ara sıra kesiliyordu. İstasyonun yayınladığı seslerin tonları da değişiklik gösteriyordu; bu da potansiyel olarak bu ton değişimlerinin içinde gizlenmiş bilgilerin olabileceği düşüncesini doğurdu. Bu çeşitliliği, basit bir “acil durum yer tutucusu” sinyali için yeterince ikna edici bulmayan birçok araştırmacı, Profesör Stupples da dahil olmak üzere, bu duruma dikkat çekti. Normal şartlarda, eğer bir hükümet veya askeri kurum bir kanalı acil durumlar için ayırıyorsa, genellikle tek bir temel test sesinin tekrar ederek yayınlanmasını tercih eder. Ancak bu kanal, farklı ve değişken sinyaller yayarak pek çok sorunun ortaya çıkmasına neden oldu. Ayrıca, Profesör Stupples’ın ölçümlerine göre, bu sinyal için oldukça fazla enerji tüketiliyor.
Gizem Daha da Derinleşiyor
UVB-76’nın gizemi, 2010 yılında Moskova’nın 30 kilometre dışındaki Povarovo kasabası yakınlarındaki bir Rus askeri üssünden gelen ilk yayın konumunun kaybolmasıyla daha da derinleşti. Sinyalin yayını yaklaşık 24 saat süreyle durdu. Geri döndüğünde, yayında tuhaf duraklamalar ve 25 Ağustos 2010’da istasyonu gizlice dinleyen amatör dinleyiciler, bir odada dolaşan insanlara benzer sesler duyduklarını bildirdiler. Ayrıca, bu yeni yayınlardan bazıları Mors alfabesine benzer sesler içeriyordu. Bir gün, istasyon besteci Çaykovski’nin Kuğu Gölü balesinden parçaları yüksek sesle çalmaya başladı ve çağrı işareti “UVB-76”dan “MDZhB”ye değiştirildi. Gizemli bir figür, “Mikhail Dumitri Zhengya Boris” ismini duyurdu. İstasyon, bir zamanlar her saatin başında bir dakikalık iki ayarlı zil sesiyle bir zaman sinyali de yayımlıyordu; bu uygulama Haziran 2010’da durduruldu ve yerini hiçbir sinyal almadı. İlginç bir detay olarak, kodlar bilinmeyen nedenlerle aylarca veya yıllar boyunca tekrarlandı; 26 Ocak 2011’de operatör “ILOTICIN 36 19 69 46” mesajını okudu ve bu mesaj, neredeyse dört ay sonra, 11 Mayıs 2011’de yeniden yayınlandı.