“SMARTLET” adı verilen, biyolojik hücrelerin davranışlarını taklit edebilen mikrobotik elektronik birimlerin geliştirilmesi, teknolojinin geleceğine dair heyecan verici bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Malzeme, Mimari ve Entegrasyonu Araştırma Merkezi (MAIN – Research Center for Materials, Architectures and Integration of Nanomembranes) ekibi, silikon çiplerin yer aldığı küçük modüller inşa ederek bu devrim niteliğindeki teknolojiyi hayata geçirdi. Bu SMARTLET’ler, Terminatör 2 filmindeki T1000 karakterinin kendisini nasıl yeniden inşa edebileceğini hayal ettiğiniz gibi çalışarak karmaşık yapılar oluşturmak için bilgi ile kodlanabiliyor.
Elbette ki Terminatör bir kurgusal karakterdir, ancak gelecekte bu SMARTLET’lerin en iyi akıllı telefonlar ve iş dizüstü bilgisayarları gibi cihazların bileşenlerini oluşturduğunu görmemiz mümkün olabilir. SMARTLET’ler, birbirleriyle etkili bir şekilde iletişim kurabilmek için eşleşen fiziksel barkodları kullanıyor. Ayrıca, inşa süreçleri sırasında kendi performanslarını geliştirebilme kapasitesine sahipler, bu da onların öğrenme yetenekleri sayesinde mümkün hale geliyor. En heyecan verici özelliklerinden biri, yakında kendi kendilerine karmaşık yapay organizmalara dönüşme yeteneğine sahip olmalarıdır.
Yaşayan Teknoloji Nedir?
“Yaşayan teknoloji”, araştırmacıların biyolojik sistemlerin işleyişini yansıtan, kullanışlılık ve canlılığa benzer özellikler taşıyan sistemler ve yapılar yaratma çabasıdır. MAIN’in Gelişmiş Malzemeler makalesinde belirtilene göre, mikrobiyotik esnek elektronikler sayesinde bu kavram 20 yıl önce önerilmiş ve son birkaç yılda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu son gelişmeler, mikroelektronik kontrol altında form oluşturma sürecini içeren mikroelektronik morfogenez kategorisine girmektedir.
İşlev ve boyut açısından biyolojik hücrelere benzeyen bu çipletler, montaj süreçlerinde ve olası hatalarda, çevrelerindeki koşullara uyum sağlayarak sorunları çözebilme yeteneğine sahiptir. Ayrıca, bu modüller, montaj sırasında onarım ve düzeltme işlemleri gerçekleştirebilir. Sökme işlemini başlatma, güç toplama, anten oluşturma, malzemenin yeniden dağıtımı gibi birçok işlevi yerine getirme kapasitesine de sahiptirler.
Benzersiz Özellikler
Bu modüllerin en dikkat çekici özelliklerinden biri, etkili bir şekilde geri dönüştürülebilmeleri için kendi kendine birleşebilme, parçalarına ayrılabilme ve kendi kendilerine sınıflandırılabilme yetenekleridir. Bu modüller, farklı yapay organizmalarda yeniden yapılandırılabilir ve yeniden kullanılabilirler. Ayrıca, hasar aldıklarında kendilerini onarma yeteneği, bu teknolojinin sürdürülebilirliğini artıran önemli bir faktördür.
Çalışmanın yazarları, bu tür modüllerden oluşan bileşenlerin yeniden kullanılmasının, bizi tamamen sürdürülebilir bir teknoloji vizyonuna daha da yaklaştırabileceğini belirtmektedir. Bu bağlamda, yaşayan teknolojinin gelecekteki potansiyeli, hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından büyük bir etki yaratabilir.