Batmanın Hikayesi: Titanic ve Säntis
20. yüzyılın başında, asla batmayacağına dair yapılan reklamlarla tüm dikkatleri üzerine çeken Titanic, Avrupa ile Amerika arasında zenginlerin lüks yolculuk yapabilmesi için tasarlanmıştı. Ancak, bu devasa geminin ilk yolculuğunda batması, yüzyıl boyunca yaşanan en büyük trajedilerden biri olarak hafızalara kazındı. Titanic’in batışı, dünya genelinde birçok siyasi, politik ve finansal komplolarla ilişkilendirilse de, geminin hikâyesi, yüz yılı aşkın süredir romanların ve filmlerin ilham kaynağı oldu ve büyük bir ilgi gördü. Ancak Avrupa’da, 90 yıldır pek de bilinmeyen bir başka Titanic hikayesi daha var.
Bu kez, öykümüz dev bir transatlantiğe değil, Säntis adlı başka bir gemiye ait. İlginç olan ise, bu geminin İsviçre ve Almanya sınırlarında yer alan bir dağ gölünde batmış olmasıdır. Peki, bu gemi bir dağ gölüne nasıl gitti ve orada nasıl battı? 1933 yılında, Constance dağ gölünün etrafındaki yerleşim yerleri arasında yolcu taşımak amacıyla inşa edilen ve 400 yolcu kapasitesine sahip olan Säntis gemisi, hurdaya ayrılıp parçalanmak için yeterince değerli bulunmadı. Bunun üzerine dönemin yöneticileri tarafından, doğal hayatı desteklemek amacıyla Constance dağ gölünde batırılmasına karar verildi. Titanic’e benzerlik göstermesinin nedeni ise, yukarıda gördüğünüz fotoğrafta da açıkça görülebilen, batış şeklidir. Böylece, gemi yörede oldukça meşhur bir batık haline geldi.
Gemi battı ama çürümedi
Ancak, yaklaşık 210 metre derinliğe gömülen gemide beklenmedik bir etki meydana geldi. Bu derinlikte oksijen miktarı oldukça azdır ve göl suyu tuzsuz olduğu için suyun içinde bulunan metal, paslanmaktan korunmaktadır. Bu durum, geminin çok iyi bir şekilde korunmasına olanak sağlamıştır. Arkeologlar, şimdi 100 yaşına yaklaşan bu iyi korunmuş gemiyi gün ışığına çıkartarak geçmişe dair önemli bir eseri müzede sergilemeyi planlıyor. Geminin göl yatağından çıkarılması ve halka sergilenmesi için gerekli olan planlar onaylandı. Dalgıçlar, geminin etrafına balonlar yerleştirerek enkazı sudan çıkaracaklar ve karaya çekerek sergilenmesi için restore edecekler.
Bu girişimde bulunan Gemi Kurtarma Derneği Başkanı Silvan Paganini, “Geçmişimizi ve bizden öncekilerden kalan bir anıtı halka sunmak istiyoruz. Ana hedefimiz bu,” diyor. Ayrıca, küçük bir bilgi vermek gerekirse, Säntis aslında İstanbul’da yüzyıldan fazla zamandır sefer yapan vapurların benzeri bir gemidir. İsviçre ve Almanya’da tarihi eser olarak değer gören ve 200 metre suyun altından çıkarılarak sergilenen bu geminin benzerleri, İstanbul’da yüz yıldır hayatta kalmakta ve çalışmaktadır. İstanbul semtleri arasında oldukça romantik bir şekilde yolcu taşımaya devam etmektedirler. Bu nedenle, vapurlarımızın değerini bilmek oldukça önemlidir.