Yapılan kapsamlı bir araştırma, üniversite öğrencilerinin çoğu için muhtemelen pek de sürpriz olmayan bir durumu ortaya koydu. Sabahın erken saatlerinde gerçekleştirilen dersler, bu derslere katılan öğrencilerde daha düşük akademik performans ile ilişkilendiriliyor. Çalışma, sabah saatlerinde yapılan derslerin katılım oranlarını ve bu derslerin öğrencilerin uyku düzeni ile akademik başarıları üzerindeki etkilerini incelemeyi hedefliyordu.
Araştırma ekibi, 23.391 öğrencinin üniversite WiFi ağlarına giriş verilerini analiz ederek, derslere katılım tahmininde bulundu. Sonuçlar, sabah saat 8:00’deki derslerin, günün ilerleyen saatlerinde yapılan derslere göre yaklaşık yüzde 10 daha düşük katılım oranına sahip olduğunu ortaya koydu.
Altı haftalık bir araştırmanın parçası olarak, 181 öğrenciden aktigrafi verileri toplandı. Bu öğrencilerin verileri incelenerek, ders sırasında uyku durumları ve kendi bildirdikleri seyahat sürelerine göre sınıflarına varmak için geç uyanıp uyanmadıkları tespit edildi. Araştırma ekibi, “Öğrenciler, saat 8:00’de yapılan derslerin yaklaşık üçte biri için zamanında uyanmadı, ancak öğle veya daha sonraki derslerin başlangıcında nadiren uyudular” ifadesini kullandı.
Devamında, ekip 39.458 öğrencinin öğrenme yönetim sistemine giriş bilgilerini inceleyerek, erken derslerin öğrencilerin uyku düzeni üzerindeki etkisini araştırdı. Veriler kullanılarak öğrencilerin uyanma zamanları tahmin edildi ve bu tahminler, 181 öğrenciden toplanan aktigrafi verileriyle oldukça uyumlu bulundu. Ekip, “Öğrenciler yaklaşık aynı saatlerde yatıyordu ancak sabah derslerine katılmak için daha erken kalkmak zorunda kalıyorlardı” şeklinde belirtti ve ayrıca “Sonuç olarak, gece uyku süresi, sabah derslerinden önceki gecelerde daha kısaydı.” ifadesine yer verdi.
Erken Dersler ve Akademik Başarı Arasındaki İlişki
Ekip, çalışmada daha önce belirlenen uyku eksikliği ve devamsızlık göz önüne alındığında, erken dersler ile daha düşük notlar arasında bir ilişki buldu. “33.818 öğrencinin notları üzerinde yapılan analizler, sabah dersleri aldıkları gün sayısının not ortalaması ile negatif bir korelasyon gösterdiğini” belirtti. Araştırmalarının, üniversitelerin zorunlu erken derslerden kaçınmayı değerlendirmeleri gerektiği sonucuna vardığını ifade etti. “Erken dersler genellikle kaynakların (sınıf alanı ve öğretim için harcanan fakülte zamanı) kullanımını en üst düzeye çıkarmak ve öğrencilerle öğretim üyeleri arasındaki program çakışmalarını azaltmak amacıyla planlansa da, sonuçlarımız, öğrencilerin dersi kaçırma, daha az uyuma ve daha düşük not ortalaması elde etme olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir.”
Bu çalışmayı yürüten ekip, WiFi ve üniversite öğrenim sistemlerinde oturum açma verilerinin yaygın olarak bulunması sayesinde, kullandıkları yöntemlerin diğer üniversiteler tarafından da kolaylıkla uygulanabileceğini ve böylece daha iyi öğrenci performansı için kendi programlarını gözden geçirip ayarlayabileceklerini umuyor. Bu çalışma, Nature Human Behaviour dergisinde yayınlanmıştır.