Batagaika Krateri: Cehenneme Açılan Kapı ve Mega Çöküşün Etkileri

Batagaika Krateri: Cehenneme Açılan Kapı

Rusya’nın Uzak Doğu bölgesinin derinliklerinde yer alan Batagaika Krateri, iklim değişikliğinin etkisiyle sadece birkaç on yıl içinde devasa bir çatlak haline gelmiştir. Bu çatlak, kalıcı buzun (permafrost) çözülmesi nedeniyle açılarak, zamanla daha da büyüyen bir yaranın sembolü haline gelmiştir. On yıllar geçtikçe, gezegenimizin bu bölgesindeki sıcaklık artışı devam ederken, yeryüzündeki bu devasa yarık genişlemeye devam etmektedir.

Batagaika Krateri, yaygın olarak dünyanın en büyük permafrost krateri olarak bilinmektedir. Kuzeydoğu Sibirya’da, Yana Nehri ile Indigirka Nehri arasında yer alan Chersky Sıradağları’nda, Sakha Cumhuriyeti’nde bulunmaktadır. Yerel halk bu etkileyici doğal oluşuma “Cehenneme Açılan Kapı” adını vermiştir ve bunun nedenini anlamak oldukça kolaydır. İribaş şeklindeki bu yarık, 100 metreye kadar derinliği ve yaklaşık 1 kilometre uzunluğuyla dikkat çekmektedir. Ayrıca, Rusya’nın yoğun kuzey ormanlarıyla çevrili olması, krateri daha da gizemli kılmaktadır.

Mega Çöküş: Doğanın Gücü

Bilim insanları bu olayı “mega çöküş” olarak adlandırmayı tercih etmektedir. İlk kez 1960’lı yıllarda, bölgedeki yoğun ormansızlaşmanın permafrost zeminini bozduğu ve toprağı çökme noktasına kadar zayıflattığı bildirilmiştir. Görülen o ki, bu yarık her yıl daha da büyümekte; bazı araştırmalar, genişlemenin yılda 10 ila 30 metre arasında değişebileceğini göstermektedir. Bu genişlemenin, bölgedeki iklim değişikliğinin etkisiyle daha sıcak yazlar ve daha kısa kışların ortaya çıkmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Dolayısıyla, permafrostun gelecekteki durumu pek de iç açıcı görünmemektedir.

Reuters’in bu hafta bildirdiğine göre, kaşifler yakın zamanda Batagaika mega çöküşünü araştırmış ve krateri içeriden gösteren etkileyici görüntülerle geri dönmüşlerdir. Rusya’nın diğer bölgelerinde de artan sıcaklıklar, olağandışı jeolojik faaliyetlere yol açmaktadır. Örneğin, 2020 yazında kuzeybatı Sibirya’da çapı 20 metreyi ve derinliği 30 metreyi aşan devasa bir obruk ortaya çıkmıştır. Bu krater, uzak tundrada yerin altında patlayan bir metan gazı baloncuğunun sonucunda oluşmuştur.

Neyse ki, Sibirya’daki obruklar ve mega çöküşler şimdiye kadar yalnızca uzak ve yerleşim olmayan bölgelerde rapor edilmiştir. Ancak, insan yerleşimi olan alanlarda meydana gelmeleri durumunda, insanlar ve altyapı için büyük bir tehdit oluşturabileceği aşikardır. Bununla birlikte, dünya genelinde her yer bu kadar şanslı değildi. 2021 yılında, Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’e yakın iki köyde, bazıları insanların evlerine son derece yakın olan yaklaşık 100 obruk meydana gelmiştir. Bu olay, iklim değişikliğinin ve doğal afetlerin insanların yaşam alanları üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne sermektedir.