Vikinglerin İzleri: Heavener Rün Taşı
ABD’nin Oklahoma eyaletinde, Heavener yakınlarındaki Le Flore County’de, bazıları MS 600 – 800 tarihine kadar uzandığı düşünülen büyük bir kumtaşı parçası keşfedilmiştir. Bu taş, Vikingler tarafından bırakıldığı iddia edilen rünik işaretlerle kaplıdır. 1920’lerde Heavener sakini ve Smithsonian üyesi Gloria Farley, bu devasa kumtaşını buldu ve o andan itibaren hayatının büyük bir bölümünü bu taşın gizemini araştırmaya adadı. Farley, başkalarını da bu konuyu derinlemesine incelemeye ikna etmeyi başardı.
Uppsala Üniversitesi’nde İskandinav Dilleri Profesörü Henrik Williams, YouTuber ve İskandinav mitolojisi ile dil uzmanı Jackson Crawford ile yaptığı bir görüşmede, “[Farley] 1870’lerde bu taşın bulunduğuna dair başka bir rapor olduğunu iddia ediyor. Bunun mümkün olduğunu düşünüyorum, ancak buna dair kesin bir kanıt görmedim” şeklinde bir açıklama yaptı. Devamında, “Ayrıca, o dönemde yerel kabilelerden biri olan Choctaws, bu yazıtı 1830’larda gördüklerine dair iddialarda bulunuyorlar” dedi.
Yaklaşık 3 metre genişliğinde ve 3.7 metre yüksekliğindeki bu büyük taşın, uzun yıllar boyunca Yerli Amerikalılar tarafından kazındığı düşünülmektedir. Ancak Farley, bu taşın 17. yüzyıldan önce Kuzey Avrupa, İngiltere, İskandinavya ve İzlanda halkları tarafından kullanılan rünik alfabenin karakterlerini içerdiğine inanıyordu. Farley, rünlerin çevirisinin başlangıçta “GNOMEDAL” yazdığını, “Gnome” ve “dal” kelimelerinin “güneş saati vadisi” veya “anıt vadisi” olarak çevrilebileceğini öne sürdü. Daha sonra, “GLOMEDAL” ya da “Glome Vadisi” anlamına geldiğini, belki de Glome adında bir kişinin karaya çıkma övgüsü olarak tercüme edildiğini savundu.
Farley, bu taşın Oklahoma’dan geçerken Vikingler tarafından bırakılmış olabileceği düşüncesindeydi. Konuyla ilgili bir kitapta, “O dönemler, parıldayan otoyollarla kaplıydı: temiz bir nehir sistemi. Kaşiflerin tek yapması gereken, büyük ve küçük nehirlerin ağızlarını bulmak için kıyı şeridini takip etmekti” diyerek, “Florida yarımadasını dolaşan ve Meksika Körfezi’ne giren gemi kaptanları, Mississippi Nehri’ni keşfederdi. Bu nehirlerde dolaşan kaşifler, geçişlerine dair bazı kanıtlar bırakmış olmalı” şeklinde devam etti.
Vikinglerin Orta Amerika’da Var Olma İhtimali
Fakat, tüm aramalara rağmen Oklahoma’daki Viking faaliyetlerine dair çok az kanıt bulunmaktadır. Ayrıca, Vikingler genellikle rün taşlarını rastgele yerlerde bırakmazlardı. Williams, Oklahoma’daki Times Record gazetesine verdiği demeçte, “Eski Futhark’ta böyle bir uygulama yapan insanlara dair hiçbir örneğimiz yok ve kendi vatanlarında bile bu tür örnekler çok nadirdir” dedi. Devamında, “İsveç ve Norveç dışında, bu dönemde düzgün rünik taşlara sahip olan tek ülkelerdir. Danimarka’da, İzlanda veya Grönland’da Vikinglere dair yazıtlar bulunmamaktadır. Dolayısıyla Heavener’a kadar uzanan büyük bir boşluk var” ifadelerini kullandı.
Bazı arkeologlar, rünlerin muhtemelen modern bir yaratım olduğunu iddia ediyor. Bir arkeolog, bölgede Vikinglerin olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığını ve Eski İskandinav dilinde bu tür rün dizilimlerinin nadir olduğunu belirterek, “yazıtı doğrudan tarihlendirmenin bir yolunu bulmayı beklerken, mevcut tüm kanıtlar bu taşın bir Viking eseri olmadığına işaret ediyor” diye ekledi. Genel görüşe göre, bu rünlerin Viking kökenli görünmediği, ancak o dönemde bölgede çok az sayıda İskandinav ya da rün bilgisi olan diğer halklar varken, Williams bunun nasıl modern (en azından 1920 öncesi) bir yaratım olabileceği hakkında net bir görüş belirlemedi. Şakayla, “bu yüzden, muhtemelen Marslıların bunu oyduğu teorisine yaklaşıyorum” diyerek, “Çünkü eski bir rün taşı olarak açıklanamaz, aynı zamanda modern bir rün taşı olarak açıklamak da oldukça zor” dedi.
Erken ortaçağ uzmanı Lyle L Tompsen da kendi görüşlerini paylaştı: “Heavener rün taşını oyan kimdir? Muhtemelen, kimliklerini bulmaya ve atalarının tarihini kurtarmaya çalışan bir halkın soyundan geliyor. Belki de atalarının yazı dilinin önemli olduğuna inanmış ve onu kullanarak kendini onunla özdeşleştiren bir entelektüeldi. Uzaktan görülebilen ve belki de bir bölge işareti olarak önemli bir şeyi simgeleyen bir sembol yaratma arzusu içindeydi” şeklinde konuştu.