Rus Kadının Beyninde Bulunan İğne ve Hayatta Kalma Hikayesi

Rus Doktorlardan Dikkat Çeken Hayatta Kalma Hikayesi

Rus Doktorlardan Dikkat Çeken Hayatta Kalma Hikayesi

Rusya’nın uzak doğu bölgesinde, Sakhalin adasında, 80 yaşındaki bir kadının beyninde hayatı boyunca saklanmış bir iğne tespit edildi. Bu durum, geçmişte yaşanan trajik bir olayın izlerini taşıyor gibi görünse de, kadının sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturmuyor.

İğne, kadının sağlık durumu ile ilgisi olmayan bir CT taraması sırasında keşfedildi. Yerel sağlık yetkilileri, bu olağanüstü durumu bu ayın başında kamuoyuna duyurdu. Sağlık bakanlığının Telegram sayfasında paylaşılan görüntülerde, iğnenin 3 santimetre uzunluğunda olduğu ve kadının beyninin parietal lobuna yerleştirildiği görülüyor.

Yetkililerin açıklamalarına göre, bu iğne muhtemelen kadının 1943’teki doğumundan hemen sonra ebeveynleri tarafından bilinçli olarak yerleştirilmiş. 2. Dünya Savaşı’nın yarattığı yiyecek kıtlığı nedeniyle, bazı aileler bu tür trajik yöntemlere başvurarak bebeklerini öldürmeyi seçiyordu. İğne, bebeğin başındaki yumuşak nokta olan bıngıldağa batırılıyordu ve bu delik hızla kapanarak olaya dair tüm izleri ortadan kaldırıyordu.

Yerel sağlık departmanı, “Yıllar süren kıtlık dönemlerinde bu tür vakalar oldukça yaygındı” şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, bu iğneye rağmen kadın hayatta kalmayı başardı. Dahası, yaşadığı yaralanma sonucu ciddi sağlık sorunları yaşamamış, hatta baş ağrıları gibi basit rahatsızlıklar dahi geçirmemiş gibi görünüyor. Şu anda kadının herhangi bir sağlık tehlikesi ile karşı karşıya olmadığı belirtiliyor.

Sağlık bakanlığının açıklamalarına göre, iğneyi çıkarmaya çalışmanın kadına zarar verebileceği düşünülerek, doktorlar kadının durumunu izlemeye karar verdiler. Beynin, yaralanmanın türü ve yeri göz önüne alındığında, fiziksel hasara karşı oldukça dirençli olabileceği biliniyor. Bazı durumlarda, insanlar beyinlerinin bir yarım küresini kaybetmelerine rağmen, yaşamlarına nispeten iyi bir şekilde devam edebiliyorlar.

Beyin, özellikle yaşamın erken dönemlerinde yeni bağlantılar kurma ve mevcut bağlantıları yeniden yapılandırma yeteneğine sahip olduğundan, bu tür yaralanmaları genç yaşta geçiren kişilerin hayatta kalma olasılıkları daha yüksek olabiliyor.