Evinizi Beyaza Boyamanın Nedenleri ve Tarihçesi

Evinizi Beyaza Boyamak: Nedenleri ve Tarihçesi

Evinizi beyaza boyamak, binaları soğutmanın ve iklim krizi sırasında giderek yaygınlaşan sıcak hava dalgalarıyla baş etmenin basit bir yolu olarak öne çıkıyor. 1950’lerde Amerikalılara, nükleer saldırı tehdidi altında hayatta kalma şanslarını artırmak için evlerini beyaza boyamaları önerilmişti. Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında yaşanan nükleer silahlanma yarışı, bu önerinin arkasındaki motivasyondu.

1950’lerin başlarında popüler olan bir eğitim videosunda, Kaplumbağa Bert isimli karakter, öğrencilere nükleer bir saldırı durumunda kendilerini korumak için eğilip saklanma tatbikatları yapmayı öğretiyordu. Elbette, patlamanın merkezine yakınsanız bir sınıf sırasının yanına veya altına saklanmanın pek fazla faydası olmayacaktır; ancak patlama merkezinden daha uzak bir noktadaysanız bu tür önlemler hayatta kalma şansınızı artırabilirdi.

Nükleer Patlamanın Etkileri ve Isı Radyasyonu

Bir atom bombası patladığında, yıkımın şok dalgası çevreye farklı şekillerde yayılır. Patlamanın kendisinden kaynaklanan hasar büyük olsa da, bir nükleer patlamanın enerjisinin yaklaşık %35’i termal radyasyon veya ısıdan gelir. Isı o kadar yoğundur ki, patlamanın merkezine yeterince yakın olan nesneler hızla buharlaşır. Sheffield Üniversitesi’nde İnşaat ve Yapısal Mühendislik alanında kıdemli öğretim görevlisi olan Dr. Sam Rigby, IFLScience ile yaptığı bir görüşmede, “İlk nükleer testlerin yüksek hızlı görüntülemesi, ateş topu yüzeyinde garip bir beneklenme gösterdi. Bunun, bombaları yerinde tutan çelik halatların buharlaşmasından kaynaklandığı tespit edildi.” dedi. Dr. Rigby, ayrıca, “Bir nükleer bombanın termal radyasyonu o kadar kritik ki, Soğuk Savaş sırasında ABD vatandaşları, alev alma riskini azaltmak amacıyla evlerini temiz ve beyaza boyanmış tutmaya teşvik edildi.” şeklinde ekledi.

Ortadaki Ev: Eğitim Videosu

The House In The Middle (Ortadaki Ev) adlı öğretici bir video, bakımlı bir evin Amerikalı ev sahipleri için atomik yıkım riskini nasıl azaltabileceğini gösteren bir dizi deney içermektedir. Videoda, “Soldaki pis ev. Sağdaki kirli ve çöp dolu ev. Veya ortadaki temiz, beyaz ev. Sizin tercihiniz. Ödül hayatta kalmak olabilir.” ifadesi geçiyor. Bir nükleer patlamanın ışığı ve ısısı, bombanın patladığını duymadan çok önce çevreye yayılarak, ilerideki tehlikeyi belirtmektedir. Bu durum, bir şimşeği duymadan önce görmeniz gibi, ışığın ses hızından daha hızlı hareket etmesinden kaynaklanmaktadır.

Videodaki deneyler, patlamanın kendisi etkili olmadan önce bile model evlerin bazıları üzerinde yoğun bir ısıyla birlikte bir ışık parlaması yaratacağını gösteriyor. Ayrıca, evleri düzenli tutmanın, ölü yapraklar ve tahta gibi kolay yanıcı malzemeler içermemesinin ve yeni, soğuk beyaz boyayla kaplanmasının, evlerin yanarak yerle bir olma riskini azaltacağına dikkat çekiliyor.

Beyaz Boyanın Koruyuculuğu

Evi beyaza boyamak, sizi nükleer patlamadan korur mu? Evinizi parlak beyaza boyamak, gerçekte sizi yakınlardaki bir nükleer patlamadan korumak için pek bir işe yaramayacaktır. Ancak, Atomic Theatre tarafından bildirildiği üzere, Nevada Test Sahasındaki kameralar, dış cilası olmayan kerestenin, atomik bir patlamanın ardından işlenmiş ahşaba kıyasla çok daha hızlı alev aldığını göstermiştir.

Ekim 1953’te, The House in the Middle adlı video, o dönemde ABD Federal Sivil Savunma İdaresi tarafından desteklenmişti. Videonun daha uzun ve yeni boyanmış evlere ve düzenli iç mekanlara daha fazla odaklanan yenilenmiş bir versiyonu bir yıl sonra yayınlandı ve Ulusal Boya, Vernik ve Cila Derneği bu sürümün sponsoruydu. Nükleer saldırı tehdidinden yararlanarak reklam fırsatlarını değerlendirmek, markaların ve şirketlerin ürünlerini nükleer hikayelerle birleştirmek için yaratıcı yollar bulduğu bir dönemdi.