Yüzen Adalar: Doğanın Gizemli Yüzleri
Yüzen adalar, birçok kişi için fantastik bir filmin senaryosundan fırlamış gibi görünebilir. Ancak Chippewa Flowage, Wisconsin’deki yerel halk için bu yüzen yapılar, ciddi bir sorun teşkil edebiliyor. Özellikle büyük bir yüzen ada, her yıl dev bir sorun haline gelerek, onu geri yerinde tutmak için 20’den fazla teknenin birleşik çabasıyla gündeme geliyor.
Bu yüzen çamur ve bitki yığını, teknik olarak bir ada olmasa da, üzerinde ağaçların büyümesine izin verecek kadar geniş bir alana sahip. Uzaktan bakıldığında, gölde süzülen bu büyük yapı, tam bir ada izlenimi verebilir. Bir bölge sakininin Arizona News’e verdiği bilgiye göre, sabahları kalktıklarında, ilk bakış attıkları şeylerden biri bu adanın nerede olduğudur.
Söz konusu bataklık, aslında pek çok benzeri alan arasında en büyüklerinden biri ve tıkayabileceği bir köprüye oldukça yakın bir konumda yer alıyor. 2022 yılında rüzgarın da etkisiyle, bu bataklığı yerinden kıpırdatmak ve göle geri itmek için yaklaşık 25 tekne bir araya gelerek büyük bir çaba sarf etti.
Bataklıktan rahatsız olan Minnesota sakinleri, bu sorunla başa çıkmak için yüzen adaların havaya uçurulmasını talep ediyor. Ancak Chippewa Flowage’deki bu büyük bataklık, onlarca yıldır varlığını sürdürüyor ve bu süre zarfında birçok hayvan ve bitki türü, bu yüzen yapıyı kendilerine yuva olarak benimsedi. Bu nedenle yerel yaban hayatı otoriteleri, bu durumları yaban hayatını olumsuz etkilemeyecek şekilde ele almayı tercih ediyor.
Yüzen adalar, çeşitli isimlerle anılabiliyor ve doğada doğal olarak oluşabildiği gibi, insan eliyle de yaratılabiliyor. Geçmişte, İnkaların saldırılarından korunmak amacıyla, Yerli Uros halkının Titicaca Gölü’nde oluşturduğu yüzen köyler gibi, bu yapılar bir savunma aracı olarak kullanılmıştır.
Chippewa Flowage, 1923 yılında bataklık arazisinin sular altında kalmasıyla oluştu, ancak zamanla bazı bölgelerin yüzeye çıkmasıyla turba bataklıkları haline dönüştü. Zamanla rüzgar ve kuşlar gibi doğal etmenler sayesinde, bu yüzen bataklıkların üzerine otlar ve ağaçlar yerleşerek daha yeşil bir görünüm kazandılar. Tarih boyunca, en büyük yüzen bataklık adalarından bazıları, zamanla daha küçük adalara parçalanarak kayboldu. Ancak her zaman yeni yapılar ortaya çıkma potansiyeline sahip.