Merkür: Güneş Sistemi’nin Gizemli Gezegeni
Merkür, Dünya’ya ve Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenlere olan yakınlığına rağmen, en az ilgi gören gezegenlerden biri olarak öne çıkıyor. 59 Dünya günü süren gündüzü ile sıcaklıkları 430°C’ye kadar ulaşan bu gezegen, ziyaretçilerine pek de hoş bir deneyim sunmuyor. Kavrulmuş bir yüzeye sahip olan Merkür, atmosfer eksikliğini dikkate almadığımızda bile, pek fazla rağbet gören bir seyahat noktası olma potansiyeline sahip değil. Ancak, bu gezegen yine de birçok ilginç özelliği bünyesinde barındırıyor.
Örneğin, 1974 yılında NASA’nın Mariner 10 görevi, Merkür’ün yanından geçerek gezegenin küçüldüğüne dair önemli bulgular elde etti. Bu bulgular, gezegenin yüzeyinde bulunan ve “basamaklar” olarak adlandırılan kilometrelerce yüksek yamaçların varlığıyla bağlantılıydı. Bu yamaçlar, gezegenin termal soğuma süreci sonunda büzülmesi esnasında oluşan kayalık yapıların altındaki faylardan kaynaklanıyor. Merkür, iç kısmının termal büzülmesi nedeniyle giderek küçülüyor. Open University’de Gezegensel Yer Bilimleri profesörü olan David Rothery, bu konuyu ele aldığı bir yazısında, “Merkür’ün iç yapısı küçüldüğü için yüzeyi (kabuk) giderek daha az kaplanacak alana sahip oluyor. Bu duruma, bitişik arazi üzerine itilen ‘bindirme fayları’ oluşarak yanıt veriyor” açıklamasında bulunuyor. Rothery, bu süreci “Yaşlanan bir elmanın üzerinde oluşan kırışıklıklara benzer; elma kuruduğunda küçülürken, Merkür’ün iç kısmı termal büzülme nedeniyle küçülüyor” şeklinde ifade ediyor.
2014 yılında, gezegenin yaklaşık 7 kilometre kadar daraldığı tahmin edilmişti. Merkür’ün yüzeyinde bulunan çok sayıda çarpma kraterine bakarak, bu küçülmenin ne zaman gerçekleştiği hakkında oldukça iyi bir fikir edinmek mümkün. Bazı kraterler, gezegenin büzülmesi sebebiyle kısalmışken, basamakların üzerinde de kraterler yer almakta. Bu durum, kraterlere neden olan çarpışmaların, fayın gezegenin kabuğunu değiştirmesinden sonra gerçekleştiği anlamına geliyor. Gökbilimciler, bu verilerden hareketle basamakların yaklaşık 3 milyar yıl önce oluştuğu sonucuna vardı.
Yeni çalışmada, ekip Merkür’ün soğumaya devam ederken gezegendeki küçülmenin henüz sona ermediğine dair kanıtlar buldu. Open University doktora öğrencisi Ben Man, dik yamaçlarda, arazinin iki fay arasına düştüğü ve bir gerilme işareti olan “grabenler” (çökükler) tespit etti. Rothery, bu durumu şu şekilde açıklıyor: “Merkür’ün kabuğu genel olarak sıkıştırıldığı için esneme durumu oldukça ilginç görünebilir; ancak Man, bu grabenlerin kabuğun bir itme diliminin bitişik araziye doğru itilirken bükülmesi halinde oluşacağını fark etti. Örneğin, bir parça tostu bükmeye çalıştığınızda, o da aynı şekilde çatlayabilir.”
Bu grabenler, Merkür’deki meteor çarpmalarından kaynaklanan enkazla tamamen kaplanmadığı için ekip, esneme ve çökme olaylarının 300 milyon yıldan daha kısa bir süre önce gerçekleştiğini tahmin ediyor. Bu durum, gezegenin daralmasının günümüzde hâlâ devam etmekte olduğuna dair önemli bir kanıt olarak değerlendiriliyor. Bu çalışma Nature Geoscience dergisinde yayımlandı.