Son dönemde, Paris gibi büyük Avrupa şehirlerinde ve dünya genelinde birçok insan, tahtakurularının (Cimex lectularius ve Cimex hemipterus) yaygın bir sorunu olduğunu bildiriyor. Uzmanlar, bu vakaların artış gösterdiğini kabul ederken, mevcut paniğin bazen abartılı olabileceğini belirtiyorlar.
CDC’nin verilerine göre, tahtakuruları son yıllarda hızla yayılarak, özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde önemli bir sorun haline gelmiştir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 3 Ekim’de yaptığı açıklamada, tahtakurularıyla mücadele etmek amacıyla bir yasa tasarısı sundu ve bu konu, kamuoyunda daha fazla ilgi görmeye başladı. Birçok kişi, trenlerde ve sinemalarda tahtakuruları gördüğünü iddia etmekte, ancak bu raporların çoğu sonradan doğrulanamamaktadır.
Fransa’nın Sağlık ve Önleme Bakanı Aurélien Rousseau, France Inter radyo istasyonuna verdiği röportajda, “yaygın paniğe gerek olmadığını” ve “tahtakurularının istilasına uğranmadığını” vurguladı. Tahtakuruları konusunda önde gelen uzmanlardan biri olan Jean-Michel Bérenger, BBC’ye verdiği mülakatta, “Yaz sonlarında tahtakurularında her zaman bir artış gözlemliyoruz. Bunun sebebi, insanların yaz tatillerinde hareket halinde olmaları ve bagajlarıyla birlikte tahtakurularını taşımalarıdır” şeklinde konuştu. Bérenger, “Yayılma yeni değil, yıllardır devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Sosyal medya etkisine de dikkat çeken Bérenger, “Bu yıl yeni bir unsur var; bu da genel bir kaygı hali. İnsanların sorunun farkına varması ve tahtakurularına karşı erken harekete geçmesi açısından bu bir bakıma olumlu, ancak sorunun büyüklüğü abartılıyor” dedi. Paris’te yaşanan tahtakurusu paniği, NBC gibi uluslararası haber kaynaklarında da geniş yer buldu. Tahtakurusu Araştırma ve Kontrol Ulusal Enstitüsü (INELP) başkanı Marie Effroy, CNN’e yaptığı açıklamada, Fransa’da tahtakuruları sayısının son iki veya üç yıldır arttığını, bu yılın ise önceki yıllara göre “özellikle endişe verici olduğunu” belirtti. “Aynı zamanda, insanlar tahtakuruları hakkında duydukları için bir paranoya yaşıyorlar ve bazen tahtakurusu gördüklerini düşünen kişiler aslında yanılıyorlar” diye ekledi.
Tahtakuruları, genellikle insanlar tarafından taşınarak yayılır ve seyahat esnasında kullanılan bagajlar gibi yerlerde gizlenebilir. Covid-19 salgını sırasında yaşanan durgunluğun ardından, son iki yılda turizmin yeniden canlanmasıyla birlikte vakalarda bir artış yaşanıyor. Bu artışlar endişe kaynağı olmasa da, tahtakurularının dayanıklılığı giderek artmaktadır. 1950’li yıllarda DDT böcek ilacı ile yok edilmesi sonrasında, DDT’ye dirençli popülasyonlar ortaya çıkmıştır. DDT’nin insanlar üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle yasaklanmasının ardından, modern böcek ilaçlarına karşı bile dirençli tahtakuruları gelişmektedir. Fransa’daki Fransız Gıda, Çevre ve Mesleki Sağlık ve Güvenlik Ajansı’ndan (ANSES) Johanna Fite, CNN’e verdiği demeçte, “Giderek daha dirençli tahtakurusu popülasyonları gözlemliyoruz, dolayısıyla onlardan kurtulmak için mucizevi bir çözüm yok” ifadelerini kullandı.
Yine belirtilenlere göre, seyahat, tahtakurularının yayılmasında en büyük etkenlerden biridir. Sık seyahat edenler ve aynı yaşam alanını paylaşan kişiler, bu böceklerin evlerine girmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Tahtakuruları, eşyaların içinde gizlenebilir ve birçok insan, istenmeyen bir yol arkadaşının varlığından habersizdir. Temizlik, tahtakurularının varlığında belirleyici bir faktör değildir; dolayısıyla evinizin, otelinizin veya pansiyonunuzun ne kadar temiz olduğu önemli değildir. Ancak düzenli temizlik, bu yaratıkları daha erken tespit etmenize yardımcı olabilir. Ayrıca, yatak çevresinde dağınıklıktan kaçınmak ve eşyalarınızı evinize girmeden önce kontrol etmek de iyi bir önlem olacaktır.
Tahtakurularını ararken, ısırık izlerinden veya ezilmesinden kaynaklanan kan lekelerine, ayrıca dışkılarından oluşan kahverengi lekelere dikkat edebilirsiniz. Dökülen dış iskeletlerini görmek ve hafif bir küf kokusu duymak da mümkündür. Neyse ki, tahtakurularının yaydığı bilinen bir hastalık yoktur. Bazı kişilerde ısırık izlerinin oluşması 2 hafta kadar sürebilir; bu izler genellikle açık tende kırmızı, koyu tende ise mor görünümde olabilir. Bérenger, Le Monde’a verdiği röportajda, bu ısırıkların “bir sırada üç veya dört tane olabilir veya bir arada kümelenebilir” şeklinde belirtti. Bu ısırıklar kaşıntılı olabilir ve bazı durumlarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Isırık bölgesinin temiz tutulması ve kaşınmaktan kaçınılması önerilmektedir.
Tahtakuruları ile başa çıkmak, zorlu olabilir ve bu nedenle, yerel belediyeniz, ev sahibiniz veya bir haşere kontrol servisi ile iletişime geçmek en iyi yol olacaktır. Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi, etkilenen yatak takımlarını ve giysileri 60°C’de yıkamanın ve ardından en az yarım saat boyunca sıcak çamaşır makinesinde kurutmanın yanı sıra, bunları plastik bir torbaya koyup dondurucuda 4 güne kadar saklamanın durumu iyileştirebileceğini önermektedir.