Bilimsel Deneylerin Derinlikleri
“Bilimsel deney” kelimesini duyduğunuzda, aklınıza çeşitli renkli kimyasalların dolu olduğu şişelerin köpürdüğü veya lazer ışınlarının etkileyici bir şekilde çarpıştığı sahneler gelebilir. Belki de daha sade bir manzarayı hayal ediyorsunuzdur. Ancak, muhtemelen bir grup bilim insanının bir odada oturup bir kutuyu sallayan bir kişinin videosunu izlediğini düşünmezsiniz. İşte bu, bilim insanlarının kısa bir süre önce gerçekleştirdiği bir deneyin özüdür ve dış görünüşü basit olsa da, insan beyninin işleyişine dair büyüleyici bir bakış sunmaktadır.
Bu deney, daha önce aklınıza bile gelmemiş olabilecek bir yeteneği test etmeyi hedefliyordu. Johns Hopkins Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak görev yapan Chaz Firestone, çalışmanın detaylarını paylaşırken, “Sadece bir kişinin vücudunun nasıl hareket ettiğine bakarak, çevresi hakkında ne öğrenmeye çalıştığını anlayabilirsinizBunu sürekli yapıyoruz, ancak bu konu hakkında çok az araştırma yapıldı.”
Firestone’un bahsettiği kavram, epistemik eylem olarak adlandırılan bir davranış biçimidir. Bu davranış, çevremiz hakkında bilgi edinme çabası sırasında gerçekleştirdiğimiz eylemleri tanımlar. Kutu sallama deneyinin ortaya koyduğu sonuç, insanların başka birinin davranışlarının ardındaki mantığı anlama konusundaki yeteneklerinin oldukça yüksek olduğudur. Araştırma ekibi, bu çalışmaya 500 katılımcıyı dahil etti ve onlardan, iki farklı kutu sallama videosunu izlemelerini istedi. Bu videolar, hangi sallayıcının kutudaki nesne sayısını ve hangi sallayıcının kutu içindeki nesnenin şekli hakkında bilgi edinmeye çalıştığını tahmin etmelerini amaçlıyordu.
Katılımcıların neredeyse tamamı doğru tahmini yapmayı başardı ve sonuçlarına sadece birkaç saniye içerisinde ulaştılar. Araştırmanın başyazarı Sholei Croom, “Benim için en şaşırtıcı olan şey, bunun ne kadar sezgisel olduğuydu” diyerek, “İnsanlar gerçekten başkalarının neyi anlamaya çalıştığını kavrayabiliyor, bu da baktığımız şeyin karmaşık ve kişiden kişiye değişken olmasına rağmen bu yargıları nasıl verebildiğimize dair önemli bir ipucu sunuyor.” şeklinde devam etti.
Ekip, araştırmalarının bir sonraki aşamasında epistemik eylemler ile pragmatik eylemler arasında ne kadar iyi ayrım yapabildiğimizi incelemeyi amaçladı. Örneğin, banyoya girmeden önce suyun sıcaklığını kontrol etmek için ayağınızla suyun sıcaklığını hissetmek bir epistemik eylemdir. Fakat, banyoya girdiğinizde ayağınızı suya sokarak, suyun sıcaklığını kontrol etmeniz pragmatik bir eylem olarak kabul edilir. Araştırma yazarlarının vurguladığı gibi, aynı eylemi gerçekleştiren bir kişinin bu eylemi hangi amaçla yaptığını algılayabilmek, insanların olağanüstü bir yeteneğidir ve bu çalışmanın gerçek dünya üzerindeki etkileri oldukça önemli olabilir.
Bunun günümüzdeki bir örneği, yapay zeka (AI) alanında karşımıza çıkıyor. İnsanlar gibi, robotların da eylemlerimizden neyi amaçladığımızı anlayabilmesi için geliştirilmesi hedefleniyor. Bu çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlandı.