Çin’in Nükleer Enerjili Konteyner Gemisi: KUN-24AP
Çin, denizcilik tarihine önemli bir adım atarak dünyanın ilk nükleer enerjili konteyner gemisinin geliştirme planlarını duyurdu. Eğer bu gemi başarılı bir şekilde inşa edilirse, nükleer enerjiyle çalışan gemilerde yeni bir dönemin kapılarını aralayacak. KUN-24AP, Şanghay’daki Marintec China 2023 fuarında Jiangnan Shipyard tarafından tanıtıldı. Ancak tanıtımda yalnızca geminin boyutlarını ve ölçeğini gösteren bir fotoğraf mevcut. Bununla birlikte, KUN-24AP’ın özel kılabilecek bazı ayrıntılar da paylaşıldı.
Geliştiricilere göre, KUN-24AP, yakıt olarak toryum kullanan bir erimiş tuz reaktörü ile donatılmış son teknoloji bir tahrik sistemine sahip olacak. Toryum, doğal olarak uranyumdan çok daha bol bulunan ve kullanımı daha ekonomik olan radyoaktif bir metaldir. Bu özellikleri sayesinde, toryum yüksek sıcaklıklarda ve düşük basınçta çalışabilmekte, bu da soğutma için daha az su gerektirmekte ve erime riskini azaltmaktadır. Böylece, yeni nakliye gemisinde toryum kullanılması, geleneksel nükleer enerjili gemilerden önemli ölçüde farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Gemi, ticari kullanım için tasarlanmış olsa da, tüm nükleer teknolojilerde olduğu gibi bazı endişeleri de beraberinde getirmektedir. Çin, aynı teknolojiyi askeri maksatlar için de kullanma potansiyeline sahip. Bu durum, şimdilik sadece bir varsayım olsa da, herhangi bir askeri kullanımın sınırlı olacağına dair mantıklı sebepler bulunmaktadır. Daha da önemlisi, toryum bazlı erimiş tuz reaktörleri, daha sık bakım aralıkları talep etmektedir ki bu da pek çok askeri amaç için pratik olmayabilir.
Jiangnan Shipyard, nükleer enerjili gemiyi, denizcilik sektöründe iklim değişikliği ve enerji tasarrufu ile ilgili artan kaygıları gidermeye yönelik bir girişim olarak tanımlıyor. Ancak bu yeni geminin, nükleer enerjiyle çalışan ticari gemicilikte yeni bir dönem başlatacağına dair iddialarına rağmen, hala çözülmesi gereken bazı sorunlar bulunmaktadır. Öncelikle, ortam olarak florlu tuz kullanan bir reaktörün verimliliği ve bu reaktörün potansiyel çevresel etkileri hakkında şüpheler mevcuttur. Bu endişelerin ne derece haklı olduğu ise zamanla netleşecektir.