Dünyada Eşine Az Rastlanan Bir Kan Grubu: Altın Kan
Bilinen kan gruplarına bir yenisini eklemek gerekirse, Dünyada yalnızca 50’den az kişinin sahip olduğu bir kan grubu daha bulunmaktadır. Bu nadir kan grubu, bilimsel terminolojide Rhnull (Rhesus null) olarak adlandırılır ve nadirliği nedeniyle sıkça “altın kan” olarak anılmaktadır. Bu kan grubunun bu denli değerli olmasının arkasındaki nedenleri anlamak için, daha yaygın olan kan gruplarını gözden geçirmek faydalı olacaktır.
Büyük ihtimalle A, B, AB ve O olarak bilinen dört ana kan grubunu biliyorsunuzdur. Bu gruplama, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan ve uyumsuz birine verildiğinde bağışıklık tepkisini tetikleyen A ve B antijenlerinin varlığı ile belirlenir. A kan grubunda A antijeni, B kan grubunda B antijeni, AB kan grubunda her iki antijen de bulunurken, O kan grubunda hiçbir antijen mevcut değildir.
A ve B antijenlerine ek olarak, kırmızı kan hücrelerinde bulunan ve varlığı veya yokluğu bir kan grubunun pozitif (+) ya da negatif (-) olduğunu belirleyen Rh faktörü adı verilen proteinler de mevcuttur. Aslında 61 farklı kan grubu antijeni (Rh antijenleri) olmasına rağmen, negatif/pozitif ayrımı, Rh(D) antijeninin varlığı veya yokluğuna dayanır. Bir kişi yalnızca uyumlu kan antijenlerine sahip olan birine kan verebilir. Yani, Rh− kanı taşıyan bireyler, Rh− ve Rh+ alıcılara kan verebilir. Ancak, Rh+ kanı taşıyanlar, Rh− alıcılarına kan veremez. Farklı popülasyonlar arasında bazı değişiklikler bulunsa da Rh pozitif, Rh negatiften çok daha yaygındır.
O tipi negatif kan, bahsedilen antijenlerin hiçbirine sahip olmadığı için, verildiği kişiden bağışıklık tepkisi oluşturmaz ve bu nedenle evrensel kan grubu (genel verici) olarak tanımlanır. Var olan yüzlerce antijen çeşidi nedeniyle durum oldukça karmaşık hale geliyor. Ancak altın kanın neden bu kadar sıra dışı olduğunu anlamak için bu temel bilgiler oldukça yeterlidir.
Altın Kan (Rhnull) Nedir?
Altın kan, herhangi bir Rh antijeninden yoksundur. Bu kan grubuna sahip bireylerin genetik yapılarında bu proteinlere veya bu proteinleri üretecek mutasyonlara rastlanmamaktadır. Sonuç olarak, her bir Rh antijeninden tamamen mahrumdurlar. İlk altın kan vakası 1961 yılında, Yerli bir Avustralyalı kadında tespit edilmiştir. O tarihten bu yana birçok nadir örnek ortaya çıkmış ve bilim insanları dünya genelinde bu kan grubunun 6 milyon insanda 1 oranında olduğunu tahmin etmektedir. Ancak kesin olarak bilinen sadece 43 doğrulanmış vaka bulunmaktadır.
Altın kan grubuna sahip olan bireylerin kanı, bağışıklık sistemi için alarm oluşturabilecek herhangi bir antijenden yoksun olduğundan, Rh sistemi içindeki nadir kan gruplarına sahip herkes için “evrensel” kan (gerçek genel verici) olarak kabul edilmektedir. Bu durum, Rhnull’un kan nakli için büyük bir potansiyeli olduğu anlamına gelmektedir. Ayrıca, hamile kadınların kanındaki antikorların bebeğin kan hücrelerine saldırdığı Rhesus hastalığını önlemek için kullanılan immünoglobulin bazlı ilaçların geliştirilmesi gibi biyomedikal araştırmalarda da önemli bir rol oynamaktadır.
Ancak, Rhnull kanına sahip olmanın bazı ciddi sorunları da vardır. Bir Rhnull taşıyıcısının kan nakline ihtiyacı olduğunda, Rhnull kanı ile uyumlu bir donör bulmak son derece zor olacaktır. Altın kan sahibi bir bireyin vücudu, alışık olmadığı bir grup Rh antijeni içereceğinden başka herhangi bir kan grubuyla da uyumsuzdur. Ayrıca, bazı sağlık komplikasyonları ile de bağlantılıdır. Rh proteinlerinden yoksun kırmızı kan hücreleri, yapısal anormallikler nedeniyle kolayca yırtılma veya “sızma” riski taşımaktadır.