Leydi Dai’nin mumyası, o kadar olağanüstü bir durumda ki, bazen ona “Çin’in Uyuyan Güzeli” deniyor. Yaklaşık 2.100 yıl geçmiş olmasına rağmen, mumyanın durumu oldukça iyi. Ancak, bilimsel araştırmalar, bu soylu kadının sağlığına zarar veren aşırı lüks ve tembel bir yaşam tarzı sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
Xin Zhui olarak da bilinen Leydi Dai’nin mezarı, 1960’ların başlarında Çin’in Changsha kenti yakınlarındaki Mawangdui bölgesinde inşaat işçileri tarafından tesadüfen keşfedildi. Arkeologlar, 1970’lerin başlarında, yüzlerce okul çocuğunun yardımıyla bu bölgeyi kazmaya başladılar. Bu kazılar, batı Han hanedanlığında (MÖ 206 – MS 9) önemli bir güce sahip olan Dai Markisi Li Cang‘ın ailesine ait üç mezarın ortaya çıkmasını sağladı.
Bu mezarlardan birinde, MÖ 163’te ölen eşi Leydi Dai’nin yanı sıra, antik Han hanedanına ait narin ipek el yazmaları, cilalı kaplar ve tarçın, manolya kabuğu ve karabiberle yapılan bitkisel ilaçlar gibi binlerce değerli eşya da gömülmüştü. Üçüncü bir mezarda ise, muhtemelen Leydi Dai’nin oğulları veya erkek kardeşine ait olan daha genç bir erkeğin kalıntıları bulundu. Ancak ilginç bir şekilde, Leydi Dai’nin kalıntıları, Li Cang ve genç adamın aksine, zamanla bozulmamıştı.
Yaklaşık 2.100 yaşındaki mumya, olağanüstü bir şekilde korunmuş durumda. Damarlarında hâlâ pıhtılaşmış kan var ve yumuşak dokularının çoğu da sağlam. Buruşmuş vücudu, eski bir hanedana ait bir mumyadan çok, cenaze masasında bulunan taze bir kadavrayı andırıyor. Bu kadar uzun süre nasıl bu kadar iyi korunduğuna dair birkaç ipucu mevcut:
- Ceset, güzel bir ipek örtüyle kaplı dört lake tabutun en iç kısmında kozalanmış bir halde bulundu.
- Vücudu, 18 kat ipek ve keten giysiyle sarılmıştı.
- Tabut, havaya maruz kaldıktan sonra kahverengiye dönüşen ilginç bir sıvıyla doluydu. Bu sıvının, Leydi Dai’nin vücut sıvıları mı yoksa koruma sürecine yardımcı olan geleneksel bir Çin bitkisel çözeltisi mi olduğu konusunda farklı görüşler var.
Çinli bilim insanlarının yaptığı detaylı otopsi, bu asil kadının sağlık durumunun aslında oldukça kötü olduğunu ortaya koydu. Leydi Dai, yemek yedikten kısa bir süre sonra bir kalp krizinden ölmüş gibi görünüyor. Araştırmacılar, bunun muhtemelen aşırı kilolu ve diyabet hastası olmasının bir sonucu olduğunu belirtiyorlar. Çinli bir bilim insanına göre, “Zengin bir şekilde döşenmiş mezarı ve onu bekleyen pek çok hizmetkârı olan bir soylu kadın olduğu gerçeğine bakıldığında, muhtemelen fazla çaba sarf etmesine gerek yoktu.”
Vücudunun incelenmesi, son yemeğini de belirledi. Yemek borusunda ve midesinde 100’den fazla misk kavun çekirdeği bulundu ve araştırmacılar, Leydi Dai’nin bu çekirdekleri “büyük bir aceleyle yuttuğuna” inanıyorlar. Günümüzde Leydi Dai’nin mumyası, Hunan İl Müzesi’nde organlarını içeren cam kavanozların yanında sergileniyor. Ziyaretçilerin, bu kadim kadının uzun yaşamanın bir tür sırrını sakladığına inandıkları için cesedi sıkça ziyaret ettikleri söyleniyor.