Boeing 727 Kazası ve Hayatta Kalma İhtimalleri
2012 yılında televizyon yapımcıları, bir Boeing 727‘yi düşürmek amacıyla satın aldılar. Bu cesur girişim, insanlara şu sorunun yanıtını vermeyi amaçlıyordu: “Bir kazadan sağ kurtulmak istiyorsam uçakta nereye oturmalıyım?” İngiltere, ABD ve Almanya arasında gerçekleştirilen iş birliği ile yapılan bu deney, bilimsel merakın ve güvenliğin bir araya geldiği önemli bir adım oldu. Deneyin sonuçları, televizyon aracılığıyla geniş kitlelere ulaştı. Bilim insanları, çarpışma testi mankenleri, gelişmiş ölçüm ekipmanları ve yüksek çözünürlüklü kameralarla donatılmış bir uçağı, bir pilotun kontrolünde havalandırdı. Pilot, uçağı otomatik pilotun kontrolüne bıraktıktan sonra kendisi uçağı terk etti.
Her şey sorunsuz ilerledi ve uçak, saatte 225 kilometre hızla Meksika’da kurumuş bir göl yatağına çakıldı. Verileri inceleyen bilim insanları, 1’inci sınıftaki (Business Class) mankenlerin aldıkları darbelerin kesinlikle öldürücü olduğunu tespit etti. Uçağın ön kısmındaki mankenler (7’inci sıraya kadar) de çarpışmadan sağ çıkma şansı bulamadı. Ancak, uçağın ortasında oturan mankenler, sadece ayak bilekleri kırılarak çarpışmayı atlatmayı başardı. Uçağın arka tarafında oturan mankenler ise kazayı yalnızca küçük sıyrıklarla atlattılar.
Bu deney, aynı zamanda “destek pozisyonunu” (brace pozisyonu) gündeme getirdi. Önceden destek pozisyonu verilen mankenler, dik oturanlara kıyasla sırtlarında daha az hasar aldı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Wayne State Üniversitesi’nde biyomedikal mühendisliği profesörü Cindy Bir, “Yaralanmaları önlemek için hala destek pozisyonunun kullanılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
DENEY YANILTICI OLABİLİR ÇÜNKÜ…
Ancak bu deney yanıltıcı olabilir. Çünkü bir kazadan kurtulma şansı, büyük ölçüde o anki koşullara bağlıdır. Eğer çarpmanın ağırlığı uçağın kuyruğunu etkilerse, arka yolcuların durumu daha iyi olabilir. Ancak, burun çarparsa, öndeki yolcular daha riskli bir pozisyonda kalır. Bu konuya dair Simplefly’da yer alan bir yazıda şu yorum yapılmaktadır: Dünyanın en kötü havacılık kazası olan 1977 Tenerife felaketine baktığımızda, bir KLM Boeing 747’nin bir Pan Am Boeing 747 ile çarpışmasını görmekteyiz:
- KLM uçağının 234 yolcusu ve 14 mürettebatının tamamı hayatını kaybetti.
- 396 yolcu ve mürettebatından oluşan Pan American jumbo jetinde 61 yolcu hayatta kaldı.
- Hayatta kalan 61 yolcu ve mürettebat, uçağın arkasında değil, önünde oturuyordu. Bu durum, hayatta kalıp kalmayacağınızın, oturduğunuz yerden ziyade şansla ilgili olduğunu ortaya koyuyor.
Time dergisi, 2015 yılında Federal Havacılık Otoritesi (FAA) tarafından oturma ve ölüm vakaları üzerine yapılan 35 yıllık bir araştırmaya atıfta bulunan bir makale yayımladı. 1985-2020 yılları arasındaki kaza ve ölümleri inceleyen FAA raporuna göre, uçağın ortası daha riskli bir alan olarak öne çıkıyor. Kabinin ortasındaki koltuklar %39 ölüm oranına sahipken, ön üçte birlik koltuklar %38, arka koltuklar ise %32 oranında ölüm riski taşımaktadır.
Greenwich Üniversitesi tarafından yapılan bir başka araştırma, bir kazadan sonra acil çıkışa en yakın oturan yolcuların hayatta kalma şansının en yüksek olduğunu belirlemiştir.
UÇAKTA EN GÜVENLİ YER DİYE BİR ŞEY OLMAYABİLİR
Time dergisindeki analizinde bu konuda şu yorumda bulunuyor: “Elbette, bir uçak kazasında ölme olasılığı, oturduğunuz yerle daha az, kazayı çevreleyen koşullarla daha çok ilgilidir. Bazı kazalarda hayatta kalmanın tamamen rastgele olduğunu bulduk. Bu nedenle FAA ve diğer havayolu güvenliği uzmanları, uçakta en güvenli koltuk olmadığını savunmaktadır.”
UÇMAK GÜVENLİDİR
Ancak kesin olan bir şey var: Uçmak çok güvenli bir ulaşım şeklidir ve son yıllarda daha da güvenli hale gelmiştir. Bu, diğer ulaşım araçlarıyla karşılaştırıldığında özellikle geçerlidir. Bir arabada ömür boyu ölme olasılığı 112’de 1’dir. Bir yaya olarak bu oran 700’de 1, bir motosiklette ise 900’de 1’dir. Fakat uçakta? Ölme ihtimali 8.000’de sadece 1’e düşmektedir.