Büyük Cholula Piramidi: Tarih, Gizem ve Keşif

Büyük Cholula Piramidi: Gizemli Bir Tarih

Büyük Cholula Piramidi: Gizemli Bir Tarih

Meksika’nın Tepanapa bölgesinde yer alan Büyük Cholula Piramidi, halk arasında Tepanapa’nın Büyük Piramidi olarak da bilinir. Bu etkileyici yapı, 1519 yılında İspanyol ordusu tarafından işgal edildiğinde bile fark edilmeyen 2.000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Dünyanın en büyük piramidi olduğu düşünülürse, bu durum oldukça ilginçtir. Piramidin gizlenmiş olmasının sebebi, çevresindeki doğal tepenin içine inşa edilmiş olmasıdır.

Cholula, tarihsel olarak önemli bir yerleşim yeri olup, burada meydana gelen Cholula Katliamı, 12 Ekim 1519’da Hernán Cortés’in Cholula şehrini basmasıyla yaşanan trajik olaylardan biridir. Cortés, savaş beklentisiyle bölgeye girdiğinde, kutsal bir piramide ev sahipliği yapan bu kutsal şehirle karşılaşmıştı. Sonuç olarak, şehir nüfusunun yüzde 10’una denk gelen 3.000 kişi katledildi; birçok piramit yağmalandı. İspanyollar, ele geçirdikleri dini eserlerle birlikte Cholula’ya yerleşerek kendi kiliselerini inşa etmeye başladılar.

Bunlardan biri olan Iglesia de Nuestra Señora de los Remedios, piramidin tepesine inşa edildi ve böylece gizli piramide adeta bir şapka gibi yerleşti. Büyük Cholula Piramidi, 66 metre yüksekliği ve 450 metre genişliği ile, dünyanın en büyük piramidi unvanına sahip olup, Büyük Giza Piramidi’nin neredeyse iki katı hacme sahiptir. Bu yapı, Mezoamerika’da insanlar tarafından inşa edilmiş en büyük anıt olarak bilinir.

Arkeolog ve yazar Geoffrey McCafferty, Durán Diego’nun The Book of the Gods and Rites and the Ancient Calendar adlı eserinde (1576-1579) “Cholula’da Tlachihualtepetl adında insan yapımı bir tepe vardı” şeklinde bir ifade bulduğunu belirtmekte. McCafferty, bu tepelerin “devlerin göğe tırmanmak için inşa ettiği” inancıyla kutsal kabul edildiğini eklerken, bu yapıların “yaygın tapınma, dualar, büyük kurbanlar, adaklar ve insanların öldürülmesi” için kullanıldığını vurgular.

Büyük Cholula Piramidi: Tarih, Gizem ve Keşif

Piramidin nasıl gömüldüğüne dair kesin bir bilgi yoktur. Bir teori, baş döndürücü yapının uzun bir süre kullanılmaması sonrasında, belki de volkanik aktivite veya sel nedeniyle terk edilerek yerin altına gömüldüğünü öne sürmektedir. Diğer bir görüş ise, Aztekler tarafından İspanyol istilasına hazırlık olarak bilinçli bir şekilde gömüldüğü yönündedir. Ne olursa olsun, Cortés ve adamları geldiğinde, dünyanın en büyük piramidi yalnızca bir tepe görünümünü almıştı ve tepesi, kilise inşası için uygun bir alan olarak değerlendirilmişti.

La Iglesia de Nuestra Señora de los Remedios, günümüzde hala Tlachihualtepetl’in tepesinde yer almaktadır. Ancak bu piramidin, uzun bir süre daha fark edilmemesi beklenmiyordu… McCafferty, “Fakat piramidin arkeolojik önemi, 1535’te Fransisken rahip Toribio de Motolinia tarafından yapılan ‘kazılar’ sırasında, bir haç dikerken Büyük Piramidin zirvesinde ‘putlar’ ve deniz kabuğu trompetlerinin ortaya çıkmasıyla hızla keşfedildi.” ifadesini kullanmaktadır.

19. yüzyılın başlarında, Alman kaşif Alexander von Humboldt, bölgede arkeolojik araştırmalara başladı ve Meksika’daki bu piramidi “tüm piramidal anıtların en büyüğü, en eskisi ve en ünlüsü” olarak nitelendirdi. 1930’lara gelindiğinde, daha detaylı araştırmalar piramidin dış cephesini incelemeye başladı. 1970’lerde, toplamda 8 kilometre uzunluğundaki bir dizi tünel, piramidin iç kısmına ve çeşitli katmanlarına daha fazla erişim sağladı.

  • McCafferty, Tlachihualtepetl’in inşaatının dört aşamadan oluştuğunu tahmin ederken, bu aşamaların içinde yutulan daha küçük yapıların da bulunduğunu belirtmektedir.
  • İnşaat stilleri, bölgenin ikliminde son derece dayanıklı olan çamurdan yapılmış kerpiç tuğlaları ile, harçla kaplanmış ve bazıları sıva ile tamamlanmış tuğlaları içermektedir.
  • Piramidin yerleşimi, yeraltı dünyasına açılan bir portalın simgesi olarak davranan doğal bir kaynağın üzerine inşa edilmiştir.

McCafferty, batının 24-26° kuzeyindeki kozmolojik yönelimin, yaz gündönümüne dokunmuş olabileceğini açıklamaktadır. McCafferty’nin belirttiğine göre, piramidin batı merdiveni, zirvesindeki tapınak yılın en uzun gününde son ışığı alırken gün batımına doğru bakmaktadır. Ancak inşası hakkında çok az şey bilindiği için, bu kararların ne kadar kasıtlı olduğu ve yapının ruhsal uygulamalarına gerçekten dahil edilip edilmediğini belirlemek zordur.

Büyük Cholula Piramidi: Tarih, Gizem ve Keşif

Üst üste dizilmiş piramit yapılarının en içte olanı, yaklaşık 17 metre yüksekliğinde kare bir piramitti. McCafferty’ye göre, bu yapının içinde canlı renklerle tasvir edilmiş bir iskelet başlı, böcek benzeri bir gövdeye sahip resimler bulunmuştur. Bunu çevreleyen ikinci bir piramit, 35 metre yüksekliğe kadar uzanmakta ve her yönden erişilebilir olmasını sağlayan basamaklara sahiptir. Üçüncü aşamanın başlamasıyla birlikte piramitlerin toplam yüksekliği 66 metreye ulaşırken, taban boyutları her iki tarafta 350 metreye kadar çıkmaktadır. Bu noktada, piramit, merkezi bir tepenin etrafında düzenlenmiş devasa platformlardan oluşmaktadır.

Büyük Cholula Piramidi: Tarih, Gizem ve Keşif

Son olarak, piramidin ve onun birçok uzantısının keşfedilen dikkate değer özellikleri arasında, sunağına yerleştirilmiş alçı kaplı insan kafataslarından adını alan Oymalı Kafataslarının Avlusu bulunmaktadır. Bu sunağın içinde, McCafferty’nin Cholula’dan bilinen “en zengin” mezarları arasında saydığı mezar eşyalarının yanı sıra, bir erkek ve kadın kalıntıları da yer almaktadır…