Dünya ve Mars: Asteroitler ve Yaşamın Kökeni
Dünya ve Mars, iç Güneş Sistemi’nin en ilginç ve dikkat çekici gezegenleri arasında yer almaktadır. Bu bölgede, kayalık gezegenler ve asteroidlerden oluşan bir sistem mevcuttur. Kayalık gezegenlerin, oluşum süreçlerinin hemen ardından, yoğun bir asteroit bombardımanına maruz kaldığı bilinmektedir. Bu asteroitler, zamanla Dünya ve Mars’ın kabuklarına gömülmüş; ancak Dünya’nın dinamik tektonik hareketleri nedeniyle derinliklere inmişlerdir. Öte yandan, Mars’ın yüzeyi hareketsiz kalmış ve bu asteroitler, orada bulunduğu yerlerde kalmışlardır. Bu durum, günümüzde bilim insanlarına bu meteoritleri inceleme fırsatı sunmaktadır.
Mars’tan gelen 31 meteoru araştıran bilim insanları, bu meteorların kökenleri hakkında birçok merak edilen soruyu yanıtlayabilmişlerdir. Örneğin, bu meteorların Güneş Sistemi’nin içinden mi yoksa dışından mı geldikleri, ya da üzerlerinde yaşamın varlığını destekleyebilecek organik maddelerin bulunup bulunmadığı gibi sorular, uzun zamandır araştırma konusuydu. Araştırmacılar, ultra yüksek kesinlikte krom izotop ölçümleri kullanarak bu meteorların Güneş Sistemi’nin dışından gelen karbon kondritler olduğunu tespit ettiler.
Bu kayaların Mars’taki varlığı ve içerdikleri buz oranının genellikle yüzde 10 olması dikkate alındığında, bu meteorların Mars’ın yüzeyini 307 metre yüksekliğinde su ile kapladığı hesaplanmıştır. Güneş Sistemi’nin dışından gelen karbon kondritlerin, amino asit gibi organik moleküller taşıdığı daha önceki çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bu bileşikler, DNA’nın oluşumunda kritik bir rol oynamakta ve yaşamın ortaya çıkması için gerekli hammaddeyi sağlamaktadır.
Çalışmanın yazarı profesör Martin Bizzarro, “O dönemde Mars, içinde buz bulunan asteroidlerin bombardımanı altındaydı. Bu dönem, gezegenin evriminin ilk 100 milyon yılını kapsamaktadır. Ayrıca, bu asteroidlerin yaşam için hayati önem taşıyan organik moleküller içerdiği de oldukça dikkat çekici bir gerçek” şeklinde açıklamalar yapmıştır.
Kısa bir süre önce, Dünya ile Mars boyutunda bir gezegenin çarpışmış olduğu düşünülüyor. Bu çarpışmanın sonucunda Ay’ın oluştuğu ve Dünya üzerindeki tüm yaşamın yok olduğu sanılmaktadır. Bu bilgiler ışığında, yaşamın Dünya’dan önce Mars’ta ortaya çıkmış olma olasılığının daha yüksek olduğu düşünülmektedir.
Bu önemli çalışma, bilim camiasında büyük bir yankı uyandırmış ve Science Advances dergisinde yayımlanmıştır.