Dünyanın En Uzun Uçuşu: Bir Rekorun Hikayesi
Bir kuşun, hiç yere inmeden en fazla ne kadar uçabildiğini artık biliyoruz. Peki ya Dünyanın gördüğü en uzun uçak uçuşunun süresi nedir? Bu sorunun cevabını, Robert Timm ve John Cook’un ilginç hikayesi verecek. 1958-1959 yıllarında bu iki cesur pilot, Las Vegas üzerinde 64 gün, 22 saat ve 19 dakika boyunca aralıksız uçarak 7 Şubat 1959’da yeniden yere inerek, dünyanın en uzun uçuş rekorunu kırdılar. Bu süreçte toplamda 240.000 kilometre kat ettiler ki bu mesafe, Dünya’nın etrafında altıdan fazla tur atmaya eşdeğer. 65 yıldır bu rekor, hiç kimse tarafından geçilemedi. Hatta mürettebatsız otonom uçaklar bile bu başarıyı aşmayı başaramadı. 2022’de, güneş enerjisiyle çalışan bir drone olan Zephyr bu rekora yaklaşmayı başardı, ancak 64 gün, 18 saat ve 26 dakika sonra, yani rekorun kırılmasına 4 saatten daha az bir süre kala düştü.
Dünyanın en uzun uçuşunun tuhaf hikayesi de en az rekor kadar ilginç ve sıra dışıdır. 1956 yılında, Hacienda Hotel and Casino, Paradise, Nevada’daki Las Vegas Strip’te kapılarını açtı. Otel sahipleri, büyük açılışını duyurmak için epik bir tanıtım gösterisi düzenleme kararı aldılar. Bu gösteri, otelin adının bir uçağın yan tarafına yazılması ve ardından bu uçağın en uzun uçuş rekorunu kırmak için kullanılması planını içeriyordu. Bu iddialı projenin sorumluluğu, otelin kadrosuna kısa süre önce katılan, eski bir İkinci Dünya Savaşı bombardıman pilotu olan Timm’e verildi.
Seçilen uçak, Cessna 172 olarak belirlenmişti; bu, seri üretilen küçük, tek motorlu bir uçaktı. Uçağın amaca uygun hale gelmesi için birçok değişiklik yapıldı, bunlar arasında ekstra yakıt için 360 litrelik bir göbek tankının eklenmesi de vardı. Havacılık tarihçisi ve Dayton Üniversitesi profesörü Janet Bednarek, 2023’te CNN ile yaptığı görüşmede “Ancak önemli olan, yakıt ikmali yapmanın bir yolunu bulmaktı. Bu noktaya kadar havada yakıt ikmali ile ilgili birçok deney gerçekleştirilmişti, ancak bir Cessna 172’yi havada yakıt ikmali yapacak şekilde dönüştürmenin bir yolu yoktu. Bu nedenle yerdeki bir kamyondan yakıt doldurulabilecek ek bir tank alındı” dedi. Bednarek, ekledi: “Yakıt ikmali yapmaları gerektiğinde çok alçaktan ve stall hızının hemen üzerinde uçuyorlardı, ardından kamyon gelerek bir hortum yükseltiyor ve yakıtı uçağa aktarmak için bir pompa kullanıyordu. Bu, gerçekten dramatik bir havacılık gösterisiydi çünkü bunu bazen geceleri yapmak zorunda kaldılar ve bu da hassas bir uçuş gerektiriyordu.”
Timm ve Cook’un Cessna 172 uçağı, Las Vegas’taki McCarran Uluslararası Havalimanı’nın yolcu terminalinde sergileniyor. Tüm bu süreçte, Timm’in ilk üç denemesi, yakıt ikmali sorunları ve çeşitli mekanik arızalar nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak pes etmeyen Timm, uçak tamircisi Cook ile birlikte dördüncü bir deneme yapmaya karar verdi. İkili, 4 Aralık 1958’de Las Vegas’taki McCarran Havalimanı’ndan havalandı ve 64 günden fazla bir süre boyunca yere bir daha ayak basmadı. Her yakıt ikmali seansı, Kaliforniya-Arizona sınırı boyunca, uçağın alçaktan uçabileceği ve bir aracın geçebileceği düz bir yolda gerçekleştiriliyordu. Ayrıca, bu yakıt ikmali ve alçak uçuş geçişleri, yiyecek, su ve diğer malzemeleri uçağa aktarmak için de kullanılıyordu. Tuvalet ihtiyacı içinse uçak kabininin arka kısmında kamp için yapılmış katlanabilir bir tuvalet bulunuyordu ve atılması gereken torbalar basit bir şekilde aşağıya atılıyordu.
En büyük sorun uyku olmuştu. Küçük kabinin arka kısmına bir şilte yerleştirildi ve ikili bu yatakta dönüşümlü olarak uyudu. Ancak gürültülü, küçük bir uçakta uçarken bu durumu sürdürmek oldukça zordu. Cook, muhtemelen uyku eksikliği, stres, fiziksel yorgunluk ve can sıkıntısı nedeniyle, görev ilerledikçe daha çılgınca bir hale geldiği söylenen bir günlük tutuyordu. Uçuşun 36. gününde Timm, uçağın direksiyonunda uykuya daldı ve uçak 1.200 metre yükseklikte bir saatten fazla bir süre otopilotta kendi kendine uçtu. Ancak otopilot sisteminin devre dışı kalması, uykusuzluğun ciddi bir sorun olduğunun altını çizdi. 65. güne yaklaşırken Timm ve Cook, yeterince uçtuklarına karar verdiler. Rekoru kayda değer bir farkla ele geçirmişlerdi ve günümüzde bile bu başarıyı kimse elde edemedi.