Bir kadın vücudunu daha doğru bir şekilde temsil etmek amacıyla tasarlanan ilk çarpışma testi mankeni, nihayetinde İsveçli bir araştırmacı ekibi tarafından geliştirilmiştir. Bu yenilikçi manken, otomobil güvenliği alanında erkek merkezli uygulamaların uzun geçmişine son verme umuduyla ortaya çıkmıştır. Ortalama 162 santimetre boyunda ve 62 kilo ağırlığında olan bu manken, kadın vücudunu neredeyse her boyutta etkili bir biçimde temsil edebilme kapasitesine sahip. Mevcut çarpışma testi yöntemlerinin çoğu, kadın vücudunu yanlış bir şekilde temsil etmekteydi.
Çarpışma testi mankenlerinin tarihi, 1970’li yıllara kadar uzanır. Bu dönemde geliştirilen mankenler, araç güvenliği alanında devrim niteliğinde bir değişiklik sağlamıştı. Otomobil üreticileri, bu mankenler sayesinde araçlarını test edebilir, tasarımlarını gerçek dünya koşullarında değerlendirebilir hale gelmişti. Ancak, bu testlerin çoğu, insanlar üzerinde yapılmadığı için oldukça riskliydi. Zamanla, çarpışma testi mankenleri daha sofistike hale geldi ve insan vücudunu daha iyi temsil etmeye başladı. Fakat, bu mankenler genellikle yalnızca erkekler için tasarlanmıştı.
Gerçek sorun ise burada başlıyor. Çarpışma testi mankenleri ya erkek ya da çocuk boyutunda olmaktan öteye geçemedi. Kadınların araç içinde temsil edilmesi ise genellikle daha küçük bir erkek mankenle sınırlıydı. Kullanılan bu mini-erkek manken, sadece 149 cm boyunda, yani ortalama olarak yaklaşık on iki yaşındaki bir kız çocuğunun boyutuna denk geliyor. Bu durum, gerçek hayatta kadınların araç güvenliğiyle ilgili ciddi risklerle karşılaşmasına neden oluyor.
Virginia Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, kadınların ön koltukta otururken bir araba kazasında yaralanma olasılığının erkeklere kıyasla önemli ölçüde daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırmanın başındaki isim olan Astrid Linder, BBC’ye verdiği bir röportajda, “Yaralanma istatistiklerinden biliyoruz ki, düşük şiddetteki etkilere baktığımızda, kadınların daha yüksek risk altında olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca, “Dolayısıyla, nüfusun her iki kesimi için en iyi korumaya sahip koltukları belirlediğinizden emin olmak için, kesinlikle risk altında olan kesimin temsil edilmesi gerektiğini unutmamalıyız” şeklinde de eklemelerde bulundu.
Araştırmacılar, yeni tasarlanan kadın mankenin, otomobil güvenliği araştırmalarında kadınların daha iyi temsil edilmesine olanak tanıyarak bu ciddi farkın kapatılmasına yardımcı olacağını ümit ediyorlar. Ancak, bu hedefin gerçekleşebilmesi için Dr. Linder’in geliştirdiği mankenin dünya genelinde düzenleyiciler tarafından kabul edilmesi ve kullanımına onay verilmesi gerekmektedir. Gerekli düzenlemeler ve onaylar olmadan, birçok otomobil üreticisinin mevcut yöntemlere bağlı kalmaya devam etmesi kaçınılmaz görünüyor.