Nikola Tesla’nın Yanılgıları ve Eleştirileri

Nikola Tesla ve Yanılgıları

Alternatif akım üzerine yaptığı çığır açan çalışmalarla tanınan Nikola Tesla, yalnızca bir mucit değil, aynı zamanda dahi bir makine mühendisi ve fizikçi olarak da tarihe geçmiştir. Buluşları, yazıldığı dönemden tam 100 yıl sonra bile beklenenden daha etkili bir şekilde çalıştığını kanıtlamıştır. Ancak, her büyük zihin gibi, Tesla’nın da bazı yanlış anlaşılmaları ve hataları olmuştur. Bu yazıda, Tesla’nın yanıldığı bazı konulara değineceğiz.

Tesla’nın Einstein ile Farklı Görüşleri

Tesla, Albert Einstein’ın görelilik teorisine karşı oldukça eleştirel bir tutum sergilemiştir. Einstein’ı “cahil insanların kral sandığı mora sarılı bir dilenci” olarak tanımlamıştır. Tesla, uzayın eğri olamayacağına inanıyordu ve bu konuda şunları söylemiştir: “Ben uzayın hiçbir özelliği olamayacağı için eğri olamayacağını düşünüyorum. Tanrı’nın özellikleri olduğu da söylenebilir. O’nun yoktur, sadece nitelikleri vardır ve bunlar bizim yapımızdır. Sadece alanı dolduran madde ile uğraşırken özelliklerden bahsedebiliriz. Büyük cisimlerin mevcudiyetinde uzayın büküldüğünü söylemek, bir şeyin hiçbir şey üzerinde hareket edemeyeceğini söylemekle eşdeğerdir. Ben şahsen böyle bir görüşe katılmayı reddediyorum.” Ancak, günümüzde uzaydaki galaksiler ve diğer büyük nesnelerin uzay-zamanı bükebileceği gözlemlenmiştir. Bu da Tesla’nın bu konudaki görüşlerinin yanlış olduğunu göstermektedir.

Işıktan Hızlı Yolculuk Üzerine Yanılgısı

Tesla’nın Einstein’ın yanlış olduğuna dair bir diğer inancı, ışıktan daha hızlı seyahat edebildiğini düşündüğü kozmik ışınlardı. Akrep takımyıldızındaki en parlak yıldız olan Antares’ten gelen ışınların evrenin hız sınırını 50 kat aştığını iddia ediyordu. Ancak, günümüz bilimsel anlayışında ışıktan hızlı seyahatin mümkün olmadığı kabul edilmektedir.

Garip Aşk Hikayesi

Tesla’nın yaşamının son yılları oldukça ilginç ve tuhaf bir aşk hikayesine de ev sahipliği yapmıştır. Tesla, düzenli olarak ziyaret eden bir güvercine aşık olmuştu. Bu kuş hakkında şöyle demiştir: “Bir erkeğin bir kadını sevdiği gibi o güvercini sevdim. Ve o da beni sevdi. O yanımda olduğu sürece hayatımın bir amacı vardı.” Bu durum, Tesla’nın kişisel hayatının ne kadar sıradışı olduğunu göstermektedir.

Elektronlara Dair Yanılgıları

Elektrik üzerine yaptığı kapsamlı araştırmalar göz önüne alındığında, onun elektronlara inanmadığı gerçeği oldukça ilginçtir. Tesla, atomların evrenin en küçük yapı taşları olduğunu düşünüyordu ve daha küçük yapı taşlarının yalnızca mükemmel bir boşlukta var olabileceğini savunuyordu. 19. yüzyılda popüler olan “eter” (ether veya aether) kavramına dayanarak, bunun elektrik akımlarını ilettiğine inanıyordu.

Atomun Bölünemeyeceği İnancı

Tesla’nın elektronlara inanmadığı gibi, atomların da bölünemeyeceğine dair bir inancı vardı. Şu ifadeleri kullanmıştır: “Atom enerjisi fikri bir yanılsamadır, ancak zihinlerde o kadar güçlü bir yer edinmiştir ki, 25 yıldır ona karşı vaaz vermeme rağmen, hala gerçekleştirilebileceğine inananlar var. En iyi icatlarımdan biri olarak kabul ettiğim 1896’da çıkardığım yüksek potansiyelli bir vakum tüpüyle yaptığım deneylerde atomları parçaladım. 4.000.000 ila 18.000.000 volt arasında değişen basınçlarla çalıştırdım. Daha yakın zamanlarda, büyük bilimsel öneme sahip birçok sonuç üretmesi gereken 50.000.000 volt için bir cihaz tasarladım.” Ancak, Tesla atom enerjisine dair deneysel gözlemlerinin, parçalanma sürecini gözlemlediğini ve mevcut teorilerden beklenebileceği gibi, böyle bir enerjinin serbest bırakılmasının eşlik etmediğini belirtmiştir. Atom ilk olarak 1932’de parçalanmıştır.