Ölü İnternet Teorisi: Dijital Dünyanın Gerçekleri

Ölü İnternet Teorisi: Gerçek mi, Yoksa Sadece Bir Komplo mu?

İnternet dünyası, sayısız komplo teorisiyle doludur ve eğer aklınıza gelen çılgın bir fikir varsa, muhtemelen onu destekleyecek bir grup insanı kolayca bulabilirsiniz. Ancak bu teorilerden biri, internetin kendisinin dev bir komplonun bir parçası olduğunu öne sürmektedir. 2016 veya 2017 yıllarında internetin çok daha kötü bir duruma geldiğini ve artık insan etkileşiminin neredeyse yok olduğu bir dijital mezarlığa girdiğimizi iddia eden “Ölü İnternet Teorisi” bu düşüncenin temelini oluşturmaktadır.

Ölü İnternet Teorisi’ni savunanlar, “İnternet, boş ve insanlardan yoksun bir yer gibi görünüyor. Aynı zamanda içerik açısından da fakir. 2007 ve sonrasındaki internetle karşılaştırıldığında, bugünün interneti tamamen kısır bir hale gelmiş durumda. Artık keşfedilecek, deneyimlenecek veya okunacak hiçbir şey kalmadı” şeklinde ifade ediyorlar. Bu fikir ilk bakışta mantıksız görünebilir ancak komplo teorisi daha da ilginç bir hal alıyor; bugünkü internetin büyük ölçüde sadece yapay zeka (AI) tarafından üretilen ve kötü amaçlarla yerleştirilen içeriklerden oluştuğunu iddia ediyorlar. Başka bir deyişle, günümüz internetinde insanların katkısı olmadığı savunuluyor. Bu durumun arkasındaki amaç ise belirli bir elit kesimi korumak.

Yukarıda bahsedilen paylaşımda, “İçerik üretme ve çevrimiçi içeriğe yanıt verme görevini üstlenen botlar ve ücretli çalışanlardan oluşan bir sistem kullanılarak, çevrimiçi ortamda ve daha geniş bir kültürde kültürü ve söylemi manipüle eden büyük ölçekli ve kasıtlı bir çaba var” deniliyor. Komplo teorisyenlerine göre, bu botlar, neredeyse her siyasi konu hakkında kamuoyunun algısını etkilemeye çalışmakta ya da elitleri sorgulamanızı engellemek için sürekli dikkatinizi dağıtarak mal almanızı sağlamakta.

Elbette, internette bot etkinliği olduğu gerçeği yadsınamaz. Hatta 2022 yılında tüm internet trafiğinin (internet içeriği değil) neredeyse yarısının botlardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Web sitelerine karşı yapılan dağıtılmış hizmet reddi (DDoS) saldırıları gibi eylemler de bu trafiğin bir parçasıdır.

Botların Gelişimi ve Etkileri

Botlarla ilgili yapılan araştırmalardan birini gerçekleştiren firmalardan biri olan Imperva’nın kıdemli başkan yardımcısı Karl Triebes, “Botlar 2013 yılından bu yana hızlı bir gelişim gösterdi, ancak üretken yapay zekanın ortaya çıkışıyla birlikte bu teknoloji önümüzdeki on yıl içinde daha da büyük ve daha endişe verici bir hızda ilerleyecek” diyor. Triebes, “Siber suçlular, gelişmiş otomasyon ile API uç noktalarına ve uygulama iş mantığına saldırmaya daha fazla odaklanacak. Sonuç olarak, kötü botlarla ilişkili iş kesintisi ve mali etki, önümüzdeki yıllarda daha da önemli hale gelecek” şeklinde ekliyor.

Sosyal medya platformlarında da bu botlarla karşılaşmış olabilirsiniz. Botlar tarafından üretilen içerikler, arama motorları için büyük bir sorun teşkil etmekte ve bu sorunun zamanla daha da kötüleşeceği öngörülmektedir. İnsanların son birkaç yıldır Google’ın performansındaki düşüşten şikayet etmeleri, bu durumu destekleyen bir başka işarettir. Google’a katılan 20. çalışan olan ve daha sonra Yahoo’nun CEO’su olarak görev yapan Marissa Mayer, sorunun internetin kendisinin kalitesinin düşmesinden kaynaklandığını düşünmektedir. Mayer, Freakonomics ile yaptığı bir görüşmede “İnternetin kalitesinin darbe aldığını düşünüyorum” dedi ve ekledi: “Google’a başladığımda yaklaşık 30 milyon web sayfası vardı; bu nedenle hepsini taramak ve dizine eklemek nispeten kolaydı. Çok gibi görünse de, o dönem için küçük bir sayıydı. Bugün, Google’ın bir trilyondan fazla URL’yi taradığı bir noktaya geldik” şeklinde ifade etti.

Mayer, insanların aldıkları kaliteli arama sonuçlarının düşmesinin ardından Google’ı suçlamalarının doğal olduğunu ancak Google’ın sonuçlarını daha çok web’e açılan bir pencere olarak gördüğünü belirtti. Ancak, her ne kadar internetin kötüye gittiği ve bot etkinliklerinin arttığı düşünülse de, bu durumun internetin öldüğü anlamına gelmediğini unutmamak gerekir. Trafik, yapay zeka ile insanlar arasında eşit bir paylaşıma yaklaşsa bile, içeriklerin çoğunluğu hala insanlar tarafından üretilmektedir.